Translation of "없다는" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "없다는" in a sentence and their turkish translations:

제대로 이해할 수 없다는 것입니다.

anlamaya hazırlıklı değil.

함께할 가치가 전혀 없다는 거죠.

tartışmanın vaktinize değmeyeceğini söylemektir.

그래도 중요한 건 포기란 없다는 겁니다

Ama önemli olan, asla pes etmememiz.

그런 식으로 해결할 필요가 없다는 거죠.

ama bu şekilde olmak zorunda değil.

충분히 안정적이고 튼튼한지 알 수 없다는 거죠

ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

찾아 볼 필요가 없다는 것을 완벽하게 보여줍니다.

o zaman yanardağların kendisinden başka bir yere bakmamalısınız.

자유를 위한 금액을 지불할 수 없다는 이유로요.

Özgürlüklerinin bedelini ödeyemiyorlar.

문제는, 저쪽에 물이 있다는 보장이 없다는 겁니다

Sorun şu ki bu tarafta da su bulunduğunun garantisi yok.

인구를 생산이나 소비와 별개로 볼 수는 없다는 거에요.

Toplum üretimden ve tüketimden soyutlanamaz.

다른 사람을 바꿀 순 없다는 걸 알고 있었어요.

Diğerlerini değiştiremeyeceğimi biliyordum.

제게 어떻게 살아갈지에 대한 아무런 생각이 없다는 걸 깨달았습니다.

nasıl yaşayacağım hakkında hiçbir fikrim olmadığını fark ettim.

한 번도 수면 부족이라는 문제에 직면한 적이 없다는 의미입니다.

uyku yoksunluğu denen bu şeyle uğraşmak zorunda kalmadı.

얼마 지나지 않아, 아는 것이 별로 없다는 것을 깨달았습니다.

Çabucak öğrendiğim ki pek fazla bir şey bilmiyoruz.

전 이래선 제 고객이 공정하게 취급받을 수 없다는 걸 알았죠.

Müvekkilimin bu ortamda şansı olmayacağını biliyordum.

두번째는 일년 동안 파리지옥이 많은 파리를 먹을 필요가 없다는 점입니다.

İkincisi, yıl boyunca çok fazla sinek yemesi gerekmiyor.

문제는, 약 한 알로 여성의 성생활을 어떻게 할 수 없다는 겁니다.

Sorun şu ki kadın cinselliği bir hapla düzeltilemez.

저 아래 뭔가 있는 게 확실해요 반짝이는 게 보여요 문제는 헬기가 착륙할 수 없다는 겁니다

Aşağıda parlayan bir şey görüyorum. Sorun şu ki helikopter buraya inemez.