Examples of using "날아다니는" in a sentence and their turkish translations:
Resmen uçuyorsun.
oditoryumda özgürce uçan bir kartal
Neon mega şehirler ve uçan araçlar olacaktı.
Süzülüyormuş gibi hissediyordum;
''Dün gece bir uçan daire gördüm.
Onlar uçan mekanik makinelerden çok daha fazlası.