Examples of using "바다에" in a sentence and their turkish translations:
O suya girmek...
Ve bu da benim denizin üstündeki ofisim.
Okyanusa ulaştıklarında, mikrofiberler planktonlar ve filtre atıklarından beslenen diğer canlılar
Okyanuslar hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?
Balıkçılar derin sulara ağ atmakta.
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,
Okyanuslarımız hakkında aslında ne kadar şey biliyoruz?
Denizden yansıyan ay ışığına çekilerek okyanusa doğru gidiyorlar.
Denize ulaşan yavruların üçte birini kapacaklar.
Ertesi gün suya girmek çok korkutucuydu.
Su buradayken bunu denersem başım büyük belaya girer.
Dinozorlardan önce bile bu sığ sularda gizlice dolanıyordu.
yine de çok geç kalınmış olur.
Okyanusa kireç koyma fikrini biraz açabilir misin?
Çünkü okyanuslardaki plastik parçaların çoğu böyle görünmüyor.