Translation of "‎문어가" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "‎문어가" in a sentence and their turkish translations:

‎문어가 보이더군요

İşte orada.

‎문어가 있었어요

İşte orada.

‎문어가 계속 다가오더니

Gelmeye devam etti.

‎문어가 먹물을 뿜더군요

Arka taraftan fırladı.

‎문어가 다가오길래 ‎저는 본능적으로

Bana doğru gelmeye başladı. Ve doğal içgüdüm,

포획된 문어가 사람을 분간한다고 합니다.

yetiştirilen bir ahtapotun farklı insanları tanıdığını gösterdi.

‎갑자기 렌즈가 떨어지자 ‎문어가 움찔하더니

ve hızlıca düşen lens hayvanı ürküttü.

‎문어가 모퉁이를 돌면서 ‎게를 발견했어요

Köşeden dönüp bir yengeç gördü.

‎문어가 옆으로 ‎다가오는 게 보였어요

köşeden gelmesini izlerken

‎문어가 지나간 자리는 ‎어떻게 다른지 ‎극피동물이나

Ahtapot izlerinin, deniz kestanesinden farkı ne?

‎문어가 저라는 인간을 ‎다시 믿어 주고

"Tamam, sana güveniyorum. Sana güveniyorum insan.

‎문어가 돌 밑에 숨어서 ‎다행이다 싶었어요

"Çok şükür güvende. Kayanın altında." dedim.

‎문어가 흘린 피 냄새가 ‎바다에 진동했죠

Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.

‎문어가 갑자기 ‎수면으로 팔을 쫙 뻗더라고요

Birdenbire, yüzeye doğru uzandı.

‎암컷 문어 옆에 ‎큰 문어가 있었어요

hemen yanında büyük bir ahtapot daha vardı.

‎문어가 굴에서 나가 버렸죠 ‎겁에 질린 거예요

İşte o zaman yuvasını terk etti ve çok korktu.

‎그래서 다 끝난 줄 알았어요 ‎문어가 사라졌으니까요

Bu iş bitti diye düşündüm. Tamamen kayboldu.

‎문어가 알아서 떨어지겠거니 하고 ‎서서히 수면으로 올라갔죠

elimi bırakacağını düşünerek yavaşça yüzeye hareket ettim.

‎얼마 후에 문어가 ‎평소처럼 생활을 이어 가자

Bir süre sonra, normal hayatına devam etmeye başladı.

‎지극히 반사회적 동물인 문어가 ‎물고기와 장난을 치다니

Buradaysa oldukça antisosyal bir hayvan balıklarla oyun oynuyor.

‎하지만 속으로는 ‎이 암컷 문어가 ‎무척 자랑스러웠어요

Ama bunun altında, buraya gelebilmek için

‎문어가 장난기가 넘칠 때는 ‎카메라를 얼른 치워야 했죠

Bazen, oyuncu bir ruh hâlindeyken kamerayı çok bırakamıyordum.

‎그날은 문어가 절 따라오더군요 ‎그렇게 놀라운 경험은 ‎처음이었어요

Bir gün beni takip ediyordu. Ve bir ahtapotun seni takip etmesi inanılmaz ötesi bir şey.

‎그런데 문어가 제 손을 타고 ‎함께 올라오는 거예요

Ama bırakmadı. Elimin üstünde yüzeye geldi.

‎저는 문어가 너무 안타까워서 ‎가만히 있을 수 없었습니다

Ama ona karşı olan hislerim üstün geldi.

‎문어가 이 사냥법을 처음 쓴 건 ‎바닷가재를 잡을 때였어요

İlk başta ıstakoz avlamak için de yengeç yönteminin aynısını kullandı.

‎문어가 사냥한 동물을 발견했죠 ‎문어의 먹잇감과 ‎모래에 남은 흔적, 구덩이

"Tamam, bunlar öldürdüğü hayvanlar." Öldürdüğü hayvanlara, küçük izlere ve kumdaki kazılara baktım.

‎처음에는 상상하기 힘들었어요 ‎문어가 이 관계에 ‎관심을 보일 줄 몰랐죠

Onun bu ilişkiden bir şeyler kazandığını düşünmek ilk başta çok zordu.

‎문어가 잡는 연체동물은 ‎사냥하기 꽤 수월하지만 ‎단단한 껍데기에 싸여 있습니다

Tüm yumuşakçaları yakalaması çok kolay ama inanılmaz sert kabukları var.

‎문어가 위험이 제일 적은 곳으로 ‎교묘하게 자리를 옮겼더군요 ‎상어의 등 위로요

Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.

‎문어가 이 고비를 ‎잘 넘길 수 있을 것 같았어요 ‎당시 저도 인생에서 ‎큰 고비를 맞았다고 느꼈는데

Bu inanılmaz zorluğu aşmıştı. Ve ben de hayatımda yaşadığım zorlukları aştığımı hissettim.