Examples of using "냄새가" in a sentence and their turkish translations:
Ama oldukça güçlü bir kokusu var.
Muhtemelen bir inek. Çok kötü kokuyor.
Muhtemelen bir inek. Çok kötü kokuyor.
Kokuyu hemen fark ettim.
Tilki olsaydı, gerçekten çok güçlü bir kokusu olurdu.
yoksa Yapışkan Vicky gibi kokarsınız.''
Kanaması var. Kokusu suya yayılıyor.
Bütün koku yosunda olduğu için köpek balığı yosunu ısırıp koparmaya başladı.
Güneşin altında bırakılmış süt kabı gibi kokuyordu.
Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.
Kokulu dışkıların bir mesajı var. "Bu dallar sahipli."