Examples of using "Sottile" in a sentence and their turkish translations:
O çok ince.
Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.
Arada çok ince bir çizgi var.
Şaşırtıcı derecede ince;
Tom'un ince mizahını seviyorum.
Bu pizzanın ince bir kabuğu var.
Bu sözcüğün ince bir nüansı var.
Dahilik ve delilik arasında ince bir sınır vardır.
Cesaret ve aptallık arasında ince bir çizgi vardır.
Buz senin ağırlığını taşıyamayacak kadar ince.
İki sözcük arasında anlamda ince bir fark var.
Oksijenin difüzyonu ince zarlarda daha kolay gerçekleşir
Gölün üstündeki buz senin ağırlığını taşımak için çok ince.
Soğuk, kurbağanın ince, nemli derisinden içeri sızıyor.
fakat güzel, solunabilir hava sadece 8-11 kilometre kalınlığında,
Geceden sağ çıkmanın en iyi yolu en ince dala tünemek.