Examples of using "Possa" in a sentence and their turkish translations:
Bunun olabileceğinden endişe duyuyor musun?
Biz onun oraya gidebileceğini umuyoruz.
Yardım edebilecek birini tanıyor musun?
Tom'un sana yardım edebileceğini düşünüyorum.
Sana yardım edebilecek bir arkadaşın var mı?
Durumun gelişebileceğini düşünüyor musun?
Tom'u nerede bulabileceğimi düşünüyorsun?
Maalesef yarın yağmur yağabilir.
Maalesef o gelemez.
Bence Tom ağlayabilir.
Sanırım şu olabilir:
Bunun olabileceğini düşünüyorum.
En iyi olan kazansın.
Hâlâ bir şey olabileceğinden korkuyor musun?
Bize yardım edebilecek birini bulmamız gerekiyor.
Sana öğretebileceğim daha fazla hiçbir şey yok.
Bize kimin yardım edebileceğini merak ediyorum.
Birinin yardım edebileceğinden emin değilim.
demonte edilebilir olmasına olanak sağlıyor.
Tom'un bize yardım edebileceğini düşünüyorum.
Sanırım Tom yardım edebilir.
Sanırım bu seni ilgilendirebilir.
Onun onu yapabileceğini sanmıyorum.
Tom'un bana yardım edebileceğini umuyorum.
Bence bu yapılabilir.
Yapabileceğim bir şey yok.
Ruhun huzur içinde yatsın.
Tom'un başının belada olabileceğini düşünüyoruz.
Tom'un nereye gitmiş olabileceğini merak ediyorum.
Bize yardımcı olabileceğinize inanıyorum.
sendikalar iki yıllık bir yasağın
"ev gibi bir yer arıyorum"
Yapabileceğim bir şey değil.
Tom'un bunun icabına bakabileceğini umuyorum.
Tom ilgilenebilir gibi görünüyor.
Size söyleyebileceğim daha fazla bir şey yok.
Bunun birine yardımcı olabileceğini umuyorum.
Tom'un kaybolabileceğinden endişeliyim.
Tom, Mary'nin kazanabileceğini düşünüyor.
Onlara güvenebileceğinden emin misin?
Çeviremeyeceğimiz hiçbir şey yok.
Tom olabilecek her şeye hazır.
O, harcayabileceğinden daha çok para kazanıyor.
Sanırım Tom'a bir şey olmuş olabilir.
Bu sorunun yakında çözülebileceğini umuyorum.
Sana acil şifalar diliyorum.
En iyi erkek ya da kadın kazansın.
Onun gelebileceğini umuyorum! Onu görmek istiyorum.
Tom'un onu yapabileceğinden oldukça eminim.
Korkarım Tom kaybolmuş olabilir.
Tom'a yardım edebileceğini düşünüyorum.
Üzgünüm, yapabileceğim hiçbir şey yok.
Ona yardım etmek için yapabileceğim hiçbir şey yok.
O, tavsiye için yardımını isteyebileceği birini istiyor.
Garip görünebilir, yangında hiç kimse yaralanmadı.
Ne yazık ki o onunla evlenemez.
internetin mesajları nasıl güçlendirebileceğini
Seni söyleyebileceğimden daha derinden seviyorum.
Ne yazık ki gelemezsin.
Dolapta içebileceğimiz bir şeyler var mı?
- Onun seçimi kazanması için herhangi bir olasılık var mı?
- Onun seçimi kazanması için herhangi bir ihtimal var mı?
Hiç kimse çok bilgili değil ki her şeyi bilebilsin.
Umarım Tom sana yardım edebilir.
Tom'un onu bulabileceğini düşünüyor musunuz?
Aynı zamanda teknolojinin nasıl sorunlara yol açabileceğini de görüyoruz.
çelişkili görünüyor.
arkadaş gibi yanında olacak, konuşacak birini bulmak
Ne olursa olsun gülmeyi unutmamalısın.
Tom'un eve geri dönmesi olası değil.
Onun hayal edebileceğinden daha değerli bir yüzüğü var.
Sanırım Tom bununla başa çıkabilir.
Umarım Tom'a yardım edebilirsin.
Bu tür sorunlarla ilgilenebilecek birini arıyoruz.
Bu akşam gelemiyeceğine üzüldüm.
ve onun, ilk tescilli markanın alkollü bir içecek olmasının
böylece bir kadın senin yerini alabilir."
Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.
ve pazartesi günü, tahmin edebileceğinden daha erken bir zamanda
Bu programların nasıl bir fark yarattığını gördüm.
Bir anadil konuşurunun şimdiye kadar onu o şekilde söylediğini hayal bile edemiyorum.
Onun her an gelmesini bekliyorum.
Parayla alınamayacak şey yoktur.
Ne kadar yorgun olursan ol onu yapmalısın.
Ne yazık ki gelemezsin.
Sanırım o onu yapamaz.
Umarım Tom bunu yapabilir.
Tom'un bunu yapabileceğinden emin misin?
Ama bilmediğim şey, bunlardan birinin beni hasta edip etmeyeceği.
Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.
Bir yangın senin koşabileceğinden daha hızlı yayılır.
Şu insanlara helikopterin inebilmesi için geri çekilmelerini söyleyin.
Senin beni dövebileceğini sanmıyorum.
Yapabileceğin başka bir şey yok.
Şimdi, sizi tarımın oldukça ilgi çekici olduğuna ikna ettiğime göre
Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.
O işte beş yıl nasıl dayandığını bilmiyorum.