Examples of using "Portava" in a sentence and their turkish translations:
O, bir seferde altı kutu taşıdı.
Tom eskiden gözlük takardı.
O beni bir arabayla okula getirdi.
Tom Mary'yi kollarında taşıdı.
Çiçeklerle dolu bir sepet taşıyordu.
O, kolunun altında bir şemsiye taşıyordu.
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.
Ben bir çocukken babam beni buraya getirirdi.
Tom evlendi fakat bir yüzük takmadı.
O, yanında taşıdığı bütün parayı bana verdi.
Seyyar satıcı sırtında büyük bir paket taşıyordu.
John Wilkes Booth bir dizüstü bilgisayar taşıdı.
O koyu kahverengi ayakkabılar giyiyordu.