Examples of using "Pena" in a sentence and their turkish translations:
O gerçekten buna değer miydi?
Oraya gitmeye değmez.
Sanırım denemeye değer.
Kyoto ziyaret etmeye değer.
Tırmanış buna değdi.
Ona değerdi.
O buna değdi mi?
Buna değer mi?
Bu denemeye değerdi.
O buna değer miydi?
Bekleyiş buna değer mi?
Bu hakkında konuşmaya değer.
Bu araştırmaya değer.
O müzeyi ziyaret etmeye değer.
Konu tartışmaya değer.
O kitap okumaya değer.
O denemeye değer.
Unut gitsin. O buna değmez.
Cinayet ölümle cezalandırılır.
Müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
Yapmaya değer bir şey iyi yapmaya değer.
- Ölüm cezasını iptal etmeliyiz.
- Ölüm cezasını kaldırmalıyız
Denemeye değer.
O her şeyi değerlendirir!
Bence sormaya değer.
Umarım buna değer.
Ölüm cezasını destekler misin yoksa karşı mı çıkarsın?
Buraya bakmaya değebilir.
Denemeye değer.
O ona değmez.
O buna değer.
Acısız aşk olamaz.
Ceza ölümdür.
O hâlâ buna değer mi?
Denemeye değer.
Bu gerçekten ona değer mi?
Gerçekten ona değer miydi?
Bu araştırmaya değebilir.
Müze görülmeye değer.
Peki, o bir denemeye değer.
Bu sesli kitap dinlemeye değer.
Bu kitabın okumaya değer olacağını düşünüyor musun?
Umarım buna değer.
Ben onun hâlâ buna değdiğini düşünüyorum.
Onun buna değdiğinden emin değilim.
Ölüm cezasını kaldırmalıyız.
Onun oğlu hapis cezasını çekiyor.
Bu müze ziyaret etmeye değer.
O müze ziyaret etmeye değer.
O sadece buna değmez.
Onun buna değdiğini biliyorsun.
O konu tartışılmaya değer.
Bu gerçekten çabaya değmez.
Bu, beklediğinize değmiştir.
Onun buna değer olduğunu düşünüyorum.
Bu kitap okumaya değer.
Bu hikaye tekrar okumaya değer.
Bu atasözü hatırlamaya değer.
Kalıntılar ziyaret edilmeye değerdir.
Okumaya değmeyen bir kitap ta en başta almaya değmez.
- Onun denemeye değer olduğunu düşünüyorum.
- Sanırım o denemeye değer.
ve bu düşünmeye değer.
Kyoto bir kez ziyaret etmeye değer.
Her halükarda denemeye değer.
Adam ölüm cezasına karşı duyarlı.
Araba tamir etmeye değmez.
Onun önerisi düşünmeye değer.
Bu film izlenmeye değer.
Bence değer.
Buna değer olduğunu umuyorum.
O, tartışmaya değer bir şey.
O düşünmeye değer bir şey.
- Hakkında münakaşa etmeye değmez.
- Hakkında tartışmaya değmez.
- Onun buna değer olduğunu sanmıyorum.
- Buna değeceğini sanmıyorum.
Daha fazla okumaya değmez.
Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Bu dikkate değer bir şey değil.
- Tom gelecek ay cezasını çekmeyi bitirecek.
- Tom cezasını gelecek ay hizmet ederek bitirecek.
tartışmanın vaktinize değmeyeceğini söylemektir.
New York ziyaret etmeye değer.
Yer kesinlikle görülmeye değer.
Onun suçu ölüm cezasını hak ediyor.
Bazı şeyler belki tercüme etmeye değmez.
Benim hayatım yaşamaya değmez.
Belki bu düşünmeye değer bir şey.
Bu denemeye değer diyorum.
Sanırım bu kitap okumaya değer.
Bu kitap okumaya değmez.
Roma ziyaret etmeye değer bir şehirdir.
Onun teklifi hakkında konuşmaya değmez.
Bu kitaplar en az bir kez okumaya değerdir.
Bu yer iki kez ziyaret etmeye değer.
Bunun gibi endişe verici bir zamanda para biriktirmenin bir anlamı yok.
Bu kitap iki kez okumaya değer.
Bu sözlük çok pahalı ama satın almaya değer.