Examples of using "Visitare" in a sentence and their turkish translations:
Kyoto'yu ziyaret etmelisiniz.
Boston'u ziyaret etmelisin.
Kyoto'yu ziyaret etmeliydin.
Boston'u ziyaret etmeliydin.
Boston'u ziyaret etmeliyim.
Tom'u ziyaret etmek istiyorum.
Kyoto'yu ziyaret etmeliyim.
Avustralya'yı ziyaret etmek istiyorum.
Boston'u mu yoksa Şikago'yu mu ziyaret etmeyi tercih edersiniz?
O, Paris'i ziyaret edeceğini umuyor.
Ben Fiji'yi ziyaret etmek istiyorum.
Ben Filipinler'i ziyaret etmek istiyorum.
Sana şehri gezdireceğim.
Onları ziyaret etmek zorundayım.
Tom Güney Amerika'yı ziyaret etmek istedi.
Sydney'i tekrar ziyaret etmeyi umuyorum.
Bir gün Avustralya'yı ziyaret etmek istiyorum.
Tom bir arkadaş ziyaret etmek için gitti.
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
Kyoto ziyaret etmeye değer.
Boston'u ziyaret etmekten her zaman zevk alırım.
Her zaman Boston'u ziyaret etmek istedim.
Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
Boston'u ziyaret etmek istemiyor musun?
Boston'u ziyaret etmek eğlenceli olacak.
Boston'u ziyaret etmeyebilirim.
Tom Boston'u ziyaret etmek istedi.
O müzeyi ziyaret etmeye değer.
Tom'u ziyaret etmek bir hataydı.
Tom'u ziyaret etmek çok eğlenceliydi.
Tom'u ziyaret etmek için Boston'a gittik.
Tom'u ziyaret etmek için hastaneye gittim.
Sonbaharda Saint Petersburg'u ziyarete gelin!
Onu ziyaret etmek istemiyor musun?
Onu ziyaret etmek istemiyor musun?
Boston'da kimi ziyaret etmeyi planlıyorsun?
Tom'a Boston'u ziyaret etmesi gerektiğini söyle.
- Tom seni ziyaret etmek istiyor.
- Tom ziyaretinize gelmek istiyor.
Müzeyi ziyaret etmek faydalıdır.
Güney Kore'yi ziyaret etmek istiyorum.
Atina harabelerini ziyaret etmek istiyorum.
Boston'u ziyaret etmeyi dört gözle bekliyorum.
- Bir gün o yeri ziyaret etmek isterim.
- O yeri bir gün ziyaret etmek istiyorum.
Tom, Mary'yi ziyaret etmek için Boston'a gitti.
O, Avrupa'yı ziyaret etmek için isteklidir.
New York'u ziyaret etmek istiyorum.
Ben bir sanat galerisini ziyaret edebilir miyim?
Onun ziyaret etmek istediği yer Mısır'dır.
Artık Boston'u ziyaret etmek istemiyorum.
Bu, ziyaret etmek istediğim Paris'tir.
Onu ziyaret etmek zorundayım.
Onu ziyaret etmek zorundayım.
Yarın Tom'u ziyaret etmeye gidelim.
Bence Boston’u ziyaret etmeliyim.
Tom Boston'u ziyaret etmek istemiyordu.
Kar yeni durdu.
Müze görülmeye değer.
Tom'u ziyaret etmek iyi bir fikirdi.
- Tom'u ziyaret etmek için artık çok geç.
- Şu an Tom'u ziyaret etmek için saat çok geç oldu.
Bu yıl Çin Seddi'ni ziyaret etmek isterim.
Biz bu yaz tatili sırasında Nikko'yu ziyaret etmek istiyoruz.
Bugünlerde evini ziyaret edebilir miyim?
Gelecek sefer Nara'yı ziyaret etmeyi umuyorum.
O geçen sene Napoli'yi ziyaret etmeyi planlamıştı.
O, Paris'i ziyaret etmek isteyeceğini düşünüyor.
Büyük şehirleri ziyaret etmekten hoşlanmam.
Castro ölmeden önce Küba'ya gitmek istiyorum.
Gelecek yıl Boston'u ziyaret etmeyi planlıyorum.
Yabancı bir ülkeyi ziyaret etmek pahalı olmalı.
Bu müze ziyaret etmeye değer.
O müze ziyaret etmeye değer.
Hiç kimse ülkemi ziyaret etmek istemedi.
Hiç kimse benim ülkemi ziyaret etmek istemiyor.
Erkek kardeşim Liechtenstein'ı ziyaret etmek istiyor.
Tom'u ziyaret etmek için çok geç.
Boston'u birlikte ziyaret etmek eğlenceli olmaz mı?
Onun hayali Paris'i ziyaret etmektir.
Kalıntılar ziyaret edilmeye değerdir.
Hep Türkiye'yi ziyaret etmek istemişimdir.
Boston'u ziyaret edeceğiz.
Sanırım onu ziyaret etmelisin.
Tom amcasını ziyaret etmek için Boston'a gitti.
Tom Mary'ye Avustralya'yı ziyaret etmek istediğini söyledi.
Tom'un Japonya'yı ziyaret etmeye paraca gücü yetmez.
ICIMOD'u ziyarete Nepal'e gittim.
galaksideki tüm gezegen sistemini ziyaret edebilir.
Kyoto bir kez ziyaret etmeye değer.
Tokyo'da ziyaret edecek çok arkadaşımız var.
Bir gün Mısır'ı ziyaret etmek istiyorum.
Tom bir doktorla görüşmeli.
Tom'u ziyarete gitmeyi düşünüyordum.
Tom geçen ay Boston'u ziyaret etmeye niyetlendi.
Yeni müze ziyaret etmeye değer.
Tom'un Boston'u ziyaret etme planları var.
Gelecek yıl Boston'a gitmeyi umuyorum.