Translation of "Lettore" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Lettore" in a sentence and their turkish translations:

- Voglio un lettore MP3!
- Io voglio un lettore MP3!

Bir mp3-çalar istiyorum.

- Tom è un bravo lettore.
- Tom è un buon lettore.

Tom iyi bir okuyucudur.

Il lettore è importante.

Okuyucu önemlidir.

Tom è un avido lettore.

Tom hırslı bir okuyucu.

- Ha preso un nuovo lettore CD ieri.
- Lei ha preso un nuovo lettore CD ieri.

Dün yeni bir CD çalar aldı.

- Ha preso un nuovo lettore CD ieri.
- Lui ha preso un nuovo lettore CD ieri.

O dün yeni bir CD oynatıcı aldı.

Tom ha un lettore Blu-ray.

Tom'un bir Blu-ray oynatıcısı var.

La prova è lasciata al lettore.

- İspat okuyucuya bırakılmıştır.
- Tanıt okuyucuya bırakılmıştır.

Tom non è un lettore veloce.

Tom hızlı bir okuyucu değil.

Questo libro può illuminare il lettore.

Bu kitap okuyucuyu aydınlatabilir.

Tom è un avido lettore, vero?

Tom hırslı bir okuyucu, değil mi?

Un lettore attento si sarebbe accorto dell'errore.

Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi.

Questo computer ha un lettore di floppy.

Bu bilgisayarın disket sürücüsü var.

Quello è il lettore MP3 di Tom?

Şu Tom'un MP3 çaları mı?

Era da tanto che desideravo questo lettore CD.

Bu CD'yi uzun bir zamandır istiyorum.

Tom tirò fuori dalla sua borsa un lettore MP3.

Tom çantasından bir MP3 oynatıcı çıkardı.

Molti sistemi biometrici si basano sul lettore di impronte digitali.

Birçok biyometrik sistem parmak izi tarayıcısı tabanlıdır.

E guardare a quello che avete fatto dalla prospettiva del lettore.

yaptığınız çalışmaya okuyucunun bakış açısıyla bakmanız lazım.

Non ho un lettore CD, ma ho comunque comprato il CD.

Benim bir CD oynatıcım yok ama yine de CD'yi satın aldım.

Sono il lettore più veloce che che tu abbia mai visto! Finirò questo libro prima che tu possa sbattere le ciglia!

Senin şimdiye kadar gördüğün en hızlı okuyucuyum! Bu kitabı hızla okumuş olacağım!