Examples of using "Entrate" in a sentence and their turkish translations:
İçeri gel.
Gelin.
İçeri girdiler.
Onlar içeriye geldiler.
Çok sayıda vatandaş orduya katıldı.
Girme.
İçeri girmiyor musun?
Bugün dükkana kaç kişi geldi?
Lütfen içeri gel.
Onlar girmedi.
Onun yetersiz kazançlarıyla yaşamak zordu.
Gir veya çık.
Kamyonete bin.
Jeep'e bin.
Bin ve sür.
Lütfen şimdi giriniz.
Onların az geliri birçok lükse izin vermiyor.
Onların hepsi girdiler.
İçeri girme! Ben çıplağım.
İçeri girme. Giyinik değilim.
- Buraya giren tüm umutlarını kapıda bıraksın.
- Buradan içeri giren umudunu geride bıraksın.
Oo sen. Gir içeri.
Sinemalar, internet korsanlığı nedeniyle gittikçe gelir kaybediyorlar.
İçeriye girdik.
Şimdi içeri gir.
İçeri girme.
Buyurun, kapı açık.
Neden içeri girmiyorsunuz ve beklemiyorsunuz?
İçeri buyurun. Israr ediyorum.
İçeri gir ve annene yardım et.
Içeri girme. Ben üzerimi değişiyorum.
İçeri nasıl girdin?
Biz içeri girdiğimizde Tom ve Mary oturuyordu.
Buraya girme, lütfen!
Restorana girdik ve öğle yemeği yedik.
Harvard'a nasıl girdin?
Tünele nasıl girdin?
Ne zaman geldin?
Girdikten sonra çadırın fermuarını kapatmayı unutma.