Examples of using "Direttamente" in a sentence and their turkish translations:
Doğrudan doğruya Tom'a bakma.
Doğruca eve git.
Bizimle direkt konuşun.
Doğruca yatmaya gittiler.
Sen Tom'la doğrudan irtibat kuramazsın.
Tom şişeden içti.
Neden doğrudan ona sormuyorsun?
Tom'a doğrudan sormalısınız.
Direkt arayabilir miyim.
Doğruca yatmaya gittik.
Neden doğrudan Tom'a sormuyorsun?
Tom doğruca içeri girmedi.
Tom doğru uyumaya gitti.
Tom doğrudan eve geldi.
Tom doğruca Mary'ye baktı.
Bu doğrudan onu ilgilendiriyor.
Bu onu doğrudan ilgilendiriyor.
Doğruca plaja gidelim.
- Sanırım sen doğrudan Tom'la konuşman gerek.
- Senin doğrudan Tom'la konuşman gerektiğini düşünüyorum.
direkt olarak etkilenecek.
Tom doğrudan Mary'ye bakıyor.
Doğruca eve gidiyorum.
Doğrudan doğruya Tom'la konuşabilir miyiz?
Onunla doğrudan konuşabilir miyiz?
Onunla doğrudan konuşabilir miyiz?
Tom'la doğrudan temas kurulabilir.
Niçin doğruca sadece Tom'la konuşmuyorsun?
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
Tom doğruca musluktan içiyor.
Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.
İşten sonra direkt eve giderim.
ve bunun yerine büyük inovasyona geçersiniz.
abonelik tutarını doğrudan çocuğun banka hesabına iade edelim.
Ben şu anda kız arkadaşıma bir mektup yazıyorum.
Kriz ülkemizi doğrudan etkiledi.
Güneş ışığını doğrudan iletebilmek için
buharın kuvvetini ve boğaz vurumunu değiştirebilirler.
sosyal plastiği doğrudan üretimde kullanıyor.
İnsanlar iklim değişikliğinin hızla ilerlediği haberlerini duyduklarında
Tom doğruca yatağa gitti.
Afrikalı insanları kaçırmak ve köle yapmak için Sahraaltı Afrika'ya
Bir motele kayıt yaptırıp hemen uyudum.
Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları doğrudan çamaşır makinesine koydu.
Doğrudan havadan oksijen çekebilmek için kendini dışarı atıyor. Nihayet. Güneş yüzünü gösteriyor.
Jena Muharebesi'nde Ney, emirlerini dikkate almadı ve Prusya hatlarında doğruca saldırıya uğradı
Napolyon ona Borodino'nun kahramanı olarak direk başvurduğunda Ney, kaderini bir
Küresel ısınmanın karbondioksit emisyonu ile doğrudan ilgili olduğu söyleniyor.
Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.