Translation of "C’è" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "C’è" in a sentence and their turkish translations:

C’è qualche spuntino?

Herhangi bir meze var mı?

C’è voluto del tempo,

Elbette zaman aldı --

Ma c’è un’ultima cosa:

Ancak son bir şey daha;

C’è del lavoro da fare qui.

- Burada yapılacak işler var.
- Burada yapılması gereken bir iş var.

E oggi, c’è comprensibilmente una grande confusione

Günümüzde mahremiyet ve önemi hakkında

C’è una bottiglia di vino bianco nel frigorifero.

Buzdolabında bir şişe beyaz şarap var.

Ma non c’è mai stato un modo per quantificarlo.

ancak ne ölçüde olduğu hala saptanamamıştır.

Ma c’è dell’altro. Se siete in prigione su cauzione,

Dahası, eğer kefaletle hapiste tutuluyorsanız

Tra una teoria e un’idea c’è una grande differenza.

Bir teori ve bir düşünce arasında büyük bir farklılık vardır.

Non c’è divinità se non Dio, Maometto è il Messaggero di Dio.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

- Non c’è divinità se non Dio, Maometto è il Messaggero di Dio.
- Non c'è dio all'infuori di Allah, e Maometto è il suo messaggero.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

- Chi sono? Da dove vengo? C’è vita dopo la morte? Che senso ha la vita sulla terra?
- Chi sono io? Da dove vengo? C'è vita dopo la morte? Qual è il significato della vita sulla terra?

Ben kimim? Nereden geliyorum? Ölümden sonra hayat var mı? Dünyada yaşamın anlamı nedir?