Translation of "Barba" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Barba" in a sentence and their turkish translations:

- Amo la tua barba.
- Io amo la tua barba.
- Amo la sua barba.
- Io amo la sua barba.

Ben sakalınızı seviyorum.

- Posso toccarti la barba?
- Posso toccarle la barba?

Sakalına dokunabilir miyim?

- Ha una folta barba.
- Lui ha una folta barba.

Onun gür bir sakalı var.

- Ha la barba completa.
- Lui ha la barba completa.

Onun tam bir sakalı var.

- Non ho la barba.
- Io non ho la barba.

Benim sakalım yok.

Ha la barba.

- Onun bir sakalı var.
- Sakalı var.

Dov'è la barba?

Sakal nerede?

- Tom ha la barba ora.
- Tom ha la barba adesso.

Tom'un şimdi sakalı var.

- Tom ha la barba folta.
- Tom ha una folta barba.

Tom'un sakalı gür.

- Mi piace la tua barba.
- Mi piace la sua barba.

Sakalını seviyorum.

- Non posso farmi la barba.
- Io non posso farmi la barba.
- Non riesco a farmi la barba.
- Io non riesco a farmi la barba.

- Ben sakalımı tıraş edemem.
- Ben sakal tıraşı olamam.

- Mi sto facendo la barba.
- Io mi sto facendo la barba.

Ben sakalımı tıraş ediyorum.

- Sa come radersi la barba.
- Lui sa come radersi la barba.

O, sakalını nasıl tıraş edeceğini biliyor.

La barba è sparita!

Sakal gitti!

Tom ha la barba.

Tom'un sakalı var.

- Tom ha intrecciato la sua barba.
- Tom si è intrecciato la barba.

Tom sakalını ördü.

- Mi sono fatto crescere la barba.
- Mi sono fatta crescere la barba.

Ben sakal bıraktım.

Tom ha una barba completa.

Tom'un tam sakalı var.

Tom ha una barba incredibile.

Tom'un inanılmaz bir sakalı var.

Tom ha la barba incolta.

Tom'un düzensiz bir sakalı var.

Tom ha la barba lunga.

Tom'un uzun bir sakalı var.

Tom ha ancora la barba?

Tom hâlâ bir sakalı var mı?

- Tom è il tizio con la barba.
- Tom è il tipo con la barba.

Tom sakallı adam.

- Conosco quel tedesco con la barba lunga.
- Io conosco quel tedesco con la barba lunga.

- Uzun sakallı o Alman'ı tanıyorum.
- Uzun sakallı o Alman'ı biliyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı tanıyorum.
- O uzun sakallı Alman'ı biliyorum.

- Tom si è fatto crescere la barba lunga.
- Tom si fece crescere la barba lunga.

Tom uzun bir sakal bıraktı.

Tom si sta facendo la barba.

Tom sakalını tıraş ediyor.

Tom ha una barba di bell'aspetto.

Tom'un güzel görünen bir sakalı var.

La barba non fa il filosofo.

Sakal filozof yapmaz.

Non ho mai portato la barba.

Ben hiç sakal bırakmadım.

Tom e John hanno la barba?

Tom ve John'un sakalları var mı?

- Penso che Tom stia meglio con la barba.
- Io penso che Tom stia meglio con la barba.

Tom'un sakal ile daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

- Mary chiese a Tom di radersi la barba.
- Mary ha chiesto a Tom di radersi la barba.

Mary Tom'un sakalını kesmesini istedi.

Il tizio con la barba è Tom.

Sakallı adam Tom'dur.

Tom si sta facendo crescere la barba.

Tom sakal uzatıyor.

Né Tom, né John hanno la barba.

Ne Tom'un ne de John'un sakalı var.

- Si è fatto crescere la barba per sembrare più maturo.
- Lui si è fatto crescere la barba per sembrare più maturo.
- Si fece crescere la barba per sembrare più maturo.
- Lui si fece crescere la barba per sembrare più maturo.

Daha olgun görünmek için sakal uzattı.

Tom si sta facendo crescere la barba, vero?

Tom sakalını büyütüyor, değil mi?

Loro non avevano né barba, né capelli, né sopracciglia.

Onların hiç sakalları, saçı ve kaşları yoktu.

- Mi rado tutte le mattine.
- Mi rado ogni mattina.
- Mi faccio la barba ogni mattina.
- Io mi faccio la barba ogni mattina.

Ben her sabah sakalımı tıraş ederim.

- Penso che Tom stesse meglio prima che si facesse la barba.
- Io penso che Tom stesse meglio prima che si facesse la barba.

Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.

Tom ha la barba più lunga di quella di John.

Tom'un John'unkinden daha uzun sakalı var.

Si è fatto crescere la barba mentre era in vacanza.

O, tatildeyken sakal uzattı.

Tom si è fatto crescere la barba per tutta l'estate.

Tom, bütün yaz sakal uzatmaktadır.