Examples of using "Házat" in a sentence and their turkish translations:
Onlar bir ev yapıyorlar.
Ev satın alındı.
Bir ev arıyorum.
Bu eve bak.
Ona evi boyattım.
- Evi onarıyorum.
- Evi tamir ediyorum.
Kiralık bir ev arıyorum.
O, evi temizledi.
Biz bir ev satın aldık.
Bir ev aldım.
Ev görüyorum.
Evi görüyorum.
Bana bir ev satın al.
Tom bir ev inşa ediyor.
Yaklaşık 1500 konut inşa edildi bile.
Ev yanıp kül oldu.
O, tüm evi kendi başına temizledi.
Biz evi yeşile boyadık.
- Ben yeni bir ev inşa ettim.
- Yeni bir ev yaptım.
Onlar yüzme havuzlu bir ev satın aldılar.
Bir ev kiralamak istiyorum.
Yeni bir ev inşa etti.
Rudolf büyük bir ev inşa etti.
Bir ev satın almak istiyorsun.
Burada bir ev inşa etmek istiyorum.
Ev perili.
Ben bu evi görüyorum.
Tom evi yıktı.
Ev bir kasırga tarafından tahrip edildi.
Oğluma yeni bir ev yaptım.
Uzakta bir ev gördüm.
Beyaz Saray'ı kim tasarladı?
Sonunda bir ev bulabiliriz.
Ev güneş enerjisi ile ısıtılmaktadır.
Kendisi için yeni bir ev yaptı.
Evden ayrılma.
Onlar sana bir ev inşa edecekler.
Kırmızı çatılı bir ev gördüm.
Tom Boston'da bir ev aldı.
Tom yeni bir ev satın aldı.
Senin yeni bir ev satın aldığını duydum.
Evden ayrılmak üzereydi.
Yüksek ev, sazdan bir çatı ile kaplıydı.
Aile bir ev satın almak istiyor.
Bill bütün evi araştırdı.
Bu evin ruhlar tarafından perili olduğu söyleniyor.
Keşke daha küçük bir ev satın alsaydım.
Deprem evi salladı.
Ev tornado tarafından paramparça edildi.
Şu küçük evi görebiliyor musun?
Çocuklar evi altüst etti.
Tom gösterişli ve güzel bir ev yapmak istiyor.
Evi kendi başıma dekore ettim.
Bu evi kendi ellerimle yaptım.
Polis evi tamamen aradı.
Onlar park caddesinde bir ev satın aldı.
Ben oğlum için yeni bir ev inşa ettim.
Maalesef, bu ev zaten satıldı.
Büyükbabam bu evi inşa etti.
Ev satıldı.
Bu onların satın aldığı evdir.
çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa
Evi inşa etmek onların iki yılını aldı.
O kadar pahalı bir ev satın alarak ne yapıyorsunuz?
Annem on dakika önce evden ayrıldı.
Tom Park Caddesinde bir ev kiralamayı planlıyor.
Tom ve Mary yeni bir ev satın aldılar.
Evin biraz sallandığını hissettik.
Paso de la Arena'da bir ev satın almışlar.
Şu evi görüyor musunuz? O benim evim.
Evi yalıttığımızdan beri kalorifer yakıtında çok tasarruf yaptık.
Niçin bu evi satın almaya karar verdin?
Biz evlendiğimizde annem ve babam bana bu evi verdiler.
O, bir ev satın almak için bankadan ipotek karşılığı para aldı.
En geç ayın sonuna kadar evi boşaltmamız gerekiyor.
Tom neden o evi satın almak istiyor merak ediyorum.
Tom ve Mary en az üç yatak odalı bir ev satın almak istiyor.
Ah! Zengin olsaydım, kendime İspanya'dan bir ev satın alırdım.
Tom evden çıkmamı istedi bu yüzden terk ettim.
Tom ve Mary bir ev almayı göze alamıyor.
Tom ve Mary geçenlerde Park Street'te bir ev satın aldı.
Evime bir oda ilave ettim.
İki köpek evi koruyor.
Onun üzerinde bir ev inşa etme planıyla bir arazi satın aldı.
O evi satın almamaya karar verdik.
Tom elleri havada evden çıktı.
Bu evden gönüllü olarak ayrılmayacağım. Kelepçeli veya tabutun içinde terk edeceğim!
- Evden bu kıyafetle çıkamam.
- Bu kılıkla evden çıkamam.
- Bu tür evi sevmiyorum.
- Bu tip evden hoşlanmıyorum.
Yangın on evi yakıp kül etti.