Examples of using "Jövő" in a sentence and their turkish translations:
Gelecek hafta ayrılıyorum.
Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
Gelecek hafta görüşürüz.
Bu, gelecektir.
Önümüzdeki Cumartesi barbekü yapıyoruz.
Gelecek hafta tatile gidiyorum.
Gelecek hafta yoğun olacak.
Ama biz geleceğin şehrine dönelim.
bir gelecek inşa etmeye hazır olduğunuzu
Geleceğin şehirlerini tasarlarken...
geleceğin araçları sayesinde,
O, gelecek bahar emekli olur.
Biz gelecek ay taşınıyoruz.
O parlak bir geleceğe sahiptir.
O, geleceği hakkında endişelidir.
Gelecek ay taşınacağım.
Gelecek ay Avustralya'ya gidiyor olacağım.
Önümüzdeki hafta geri dönüyorum.
Bilimsiz gelecek yoktur.
Onun için gelecek yok.
Gelecek hafta Boston'da olacağım.
- Pazartesi günü sana nasıl paten yapılacağını öğreteceğim.
- Gelecek Pazar size nasıl kayılacağını öğreteceğim.
- Parlak bir gelecek sizi bekliyor.
- Parlak bir gelecek seni bekliyor.
Haftaya görüşürüz.
Biz gelecek hafta oraya gidiyoruz.
Önümüzdeki hafta Boston'a gidiyorum.
Geçmişsiz gelecek yoktur.
Gelecek yaz ne yapıyorsun?
Gelecek ay Boston'da olacağım.
Gelecek ay otuz yaşında olacağım.
Gelecek hafta sonu için planların var mı?
- Gelecek ay on üç yaşında olacağım.
- Önümüzdeki ay on üç yaşında olacağım.
Gelecek pazartesi Boston'dan ayrılıyoruz.
Gelecek ay bir tatil yapacağım.
Parlak bir geleceğin var.
Gelecekteki mesleklerin
Ben önümüzdeki hafta Avrupa'ya gidiyorum.
Gelecek hafta meşgul olacağım.
O, önümüzdeki İlkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.
Gelecek hafta on yedi yaşında olacağım.
Gelecek hafta üç gün izinliyim.
Gelecek ay burada olmayacağım.
Gelecek Pazar evde olmayacağım.
Önümüzdeki pazara ne dersin?
Ben gelecek ay Paris'e gidiyorum.
Gelecek hafta yeni bir işe başlayacağım.
Tom'un geleceği parlaktır.
Önümüzdeki pazar evde olmayacağım.
Tom gelecek ilkbaharda bir üniversite öğrencisi olacak.
Gelecek taşta yazılı değil.
Tom gelecek ay evlenecek.
Gelecek hafta Boston'a geri gideriz.
İstersen gelecek hafta görüşebiliriz.
Önümüzdeki hafta Balaton'a gidiyorum.
Tom gelecek yıl bu zamana kadar emekli olacak.
Sanal gerçeklik gelecek.
- Haftaya bir gün toplanalım.
- Haftaya bir ara buluşalım.
Haftaya uğra.
Önümüzdeki pazar seni görmeye can atıyorum.
Tom gelecek pazartesi Boston'dan geri gelecek.
geleceğin şehirlerinde kanalizasyon sistemi nasıl?
Gelecek buna değer.
Bu, bir gelecek vizyonu olabilir mi?
milyarlarca kilo ağırlığındaki tek kullanımlık plastik ambalajları
Toplantıyı gelecek cumaya kadar erteleyelim.
Gelecek hafta yeni bir araba satın alacağız.
Gelecek ay on altı yaşında olacağım.
Gelecek hafta sana yazacağım ya da telefon edeceğim.
Tüm gelecek hafta birlikte çalışıyor olacağız.
- Önümüzdeki hafta gidebilirim.
- Gelecek hafta gidebilirim.
Gelecek haftaya kadar şiiri ezberle.
Lütfen önümüzdeki hafta geri gel.
Tom gelecek hafta okula gitmeyecek.
Muhtemelen gelecek hafta Boston'a gideceğiz.
Önümüzdeki yaz tatilde nereye gitmeyi planlıyorsun?
Gelecek ay boyunca koltuk değnekleriyleyim.
Gelecek hafta geri gelebilir misin?
Ben gelecek hafta Boston'a gitmek zorundayım.
Önümüzdeki ay o çok meşgul olacak.
Bill haftaya geri dönecek.
Tom gelecek Cumartesiye kadar hastaneden çıkmalı.
Tom gelecek hafta Boston'da olacak mı?
Gelecek hafta Boston'a gitmem gerek.
Tom gelecek ay Boston'dan ayrılıyor.
Gelecek pazartesi okula gelmek zorunda mıyız?
Komite önümüzdeki pazartesi toplanacak.
Gelecek Pazartesi okul başlar.
Gelecek tarihi anlaşıldığı gibi.
Böylece dijital gelecek hisse senetlerine dönüştü.
Gelecekle ilgili şeyler bu kadar rekabete dayandığında ise
Gelecek cumartesi seni ebeveynlerimle tanıştırmak istiyorum.
Gelecek yıl tavşan yılı.
Önümüzdeki kış buraya tekrar gelmek istiyorum.
Lütfen gelecek Cumartesi öğleden sonrayı boş bırak.