Examples of using "Elő" in a sentence and their turkish translations:
Ortaya çık.
Öne gel!
Kâbuslardan fırlama bir şey.
Onlar Sam için bir parti verecekler.
Kediyi bulun.
Bir adım öne çık.
Onu nerede meydana çıkardın?
Birden oluverdi.
Bu neden oldu?
Bu nadiren olur.
Ben sadece terfi ettim.
Ceketini al.
Ayrıca yatağı yumurta için daha sıcak
Sadece geceleri otlamaya çıkarlar.
Fabrikamızda ticari eşya üretilir.
- O asla tekrar olmadı.
- Bir daha hiç olmadı.
O ne sıklıkta olur?
Bu bizim politikamız.
Bu çok sık oluyor.
Şimdi Tom'u bulmak zorundayım.
kamera ya da telefonunuzu getiremeseniz?
Ben de sıfır randevu icat ettim.
Bilim atom bombasını üretti.
Mary yumurtaları tek tek çıkardı.
- Bal, bal arıları tarafından yapılır.
- Bal, bal arılarınca yapılır.
Lütfen makul ol.
Lütfen bu filmi banyo edin.
Avukat yeni bir kanıt gündeme getirdi.
bu onların atık ürünü olan diğer kayaları oluşturur.
Pek çok ufak yaratık en güvenli buldukları bu zamanda ortaya çıkar.
Doktor sıkı bir diyete başlamasını tavsiye etti.
Her şey hazır mı?
Gripte böyle olmaz.
- O konu asla ortaya çıkmadı.
- O konu asla gündeme gelmedi.
Bu tarz şeyler nadiren oluyor.
Onu bulmalıyız.
ve bu bir seri eylem ve reaksiyonu tetikler.
Bu toplantılar boyunca özel bir tema sürekli mevzu bahis oldu.
1.000 kilometrekarede belki sadece on tane vardır.
- Fabrika yeni türde bir araba üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba tipi üretiyor.
- Fabrika yeni bir araba modeli üretiyor.
Bu sözcük, listede bulunmadı.
Biz Tom'u bulmalıyız.
- Tom'u bulmalıyım.
- Tom'u bulmam lazım.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.
Bence ilerlemek için bu öneriyi canlandırmamız gerekecek,
ve bir ayakkabı ördüklerini söylediler.
Genellikle doğal gazdan elektrik elde ettiğinizde,
Tom'u bul.
- Tom Mary'yi kabuğundan çıkartmaya çalıştı.
- Tom Mary'nin çekingenliğini yenmesine yardımcı olmaya çalıştı.
Tom, Mary'yi onunla düet yapmaya ikna etti.
Arka bahçenizden gelen bir şey için hiç de fena değil.
Kavurucu güneş, çoğu çöl hayvanının sadece gece dışarı çıkması anlamına gelir.
Paltosunun cebinden bir anahtar çıkardı.
En son ne zaman bana bir şey yapmayı hatırlatmak zorunda kaldın?
Bunu bu defa hoş göreceğim ama bunun tekrar olmasına izin verme.
Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde
Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.
Tom'un ahırı boyamama yardım etmesi gerekiyordu ama gelmedi.
Anahtarı bulmak zorundayız.
Elbiselerimi henüz boşaltmadım.
Hiçbir şey hiçbir şeyden üretilemez.
Buzdolabından bir yumurta al.
Bebeği kim yaptı?
Bu sandalye geri dönüşümlü malzemeden yapılır.
Yapraklar hafif bir rüzgarla öyle salınıyordu ki parlak ışık huzmeleri gökyüzünden yere doğru adeta göz kırparak düşüyordu
Sadece felsefede dairesel bir argüman kullanabilirsin ve bunun için övülürsün.