Examples of using "Adja" in a sentence and their turkish translations:
Onu bana ver, lütfen.
Onları ona ver.
- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.
Bana silahı ver.
Bana kitabı verin.
Et ekle.
Bana en pahalı olanını ver.
Hizmet için adres girin.
Lütfen tuzu bana uzat.
Şifrenizi kimseye vermeyin.
Babam tüm maaşını anneme veriyor.
Bana adresini ve telefon numaranı ver.
Tom'a pes etmemesini söyledim.
Arabasını bana ödünç vermesi için annemi ikna ettim.
Gregor arabasını kime satacak?
İris göze rengini veriyor.
Bana paranı ver.
Bu numarayı başka birine verme.
- Bana çantamı geri ver.
- Çantamı bana ver.
Bana bu kilidin anahtarını ver!
Kader genellikle beklenmeyeni gönderir.
O altın yüzük ne kadar?
Tom'un bunu kime verdiği umurumda değil.
Cevabın bir kısmı bilişsel psikolojide gizli.
Numaranı alabilir miyim?
Anahtarları bana ver.
Bana telefon numaranı ver.
Polis suçlunun silahını bırakmasını istedi.
Teslimat adresini girin.
Ev fiyatlarındaki artış onun evini büyük bir kârla satmasına olanak sağladı.
Bu mektubu yarın sabah postala.
Kolayca pes etmiyorsun, demi?
Silahlarınızı teslim edin.
- Bu şemsiyenin fiyatı nedir?
- Bu şemsiye ne kadar?
Tom'u evini satmak için ikna etmek zor olacak.
Pasaport numaranızı ve doğum tarihinizi verin.
Kitapları ödünç verme; hiç kimse onları geri vermez. Kütüphanemde hala kalan kitaplar diğer insanlardan ödünç aldıklarımdır.