Examples of using "Hozzá" in a sentence and their turkish translations:
Hadi başlayalım öyleyse.
O, ona karşı naziktir.
Bu konuda ısrar ediyorum.
O, ona doğru yürüdü
Ben bu konuda ısrar ettim.
Ne gerektirir?
Ona dokunmayın!
O havasında değil.
Onu hemen şimdi yapalım.
Tom ısrar etti.
Onun için çok geç.
Başlayalım.
Başlasam iyi olur.
- Olay bu mu yani?
- Bunun yolu bu mu?
Bunu yapmak için cesaretim yok.
Kim katkıda bulundu?
Eğer ısrar ediyorsanız.
Ona yaklaşma.
Ona dokunma.
Yapacak bir şeyim yoktu.
Ona alışmam lazım.
O, ona karşı nazik değildir.
Bunu içim çekmiyor.
Bu pratik gerektirir.
Su ekledim.
Ona dokunma.
Sadece bunu canım istemiyor.
bizim bunları yaşamamıza neden olan,
Büyük bir hayranlıkla baş rahibenin yanına gittiğimde
Sen buna alışabilirsin.
Ona biraz daha su ilave edin.
O oraya gitmeme ısrar etti.
O bir sürü örnekler ekler.
Ona dokunmayın. O delil.
O ona yakın durdu.
Şu anda onu yapmak için hiç havamda değilim.
- Bu şüphesiz.
- Bu hiç şüphe götürmez.
Ona çok fazla alışma.
Et ekle.
Parası için mi onunla evleniyorsun?
Bir sürü buz ekleyin.
- Başlayalım.
- Başlayalım!
Daha fazla su ilave edin.
Onunla patates cipsi de ister misin?
- Bu kimsenin işi değil.
- Bu kimseyi ilgilendirmez.
- Kime ne?
Buna alışabilirim.
Buna hızla alışacaksın.
Tatoeba'yı destekle!
Onu yapmak için her hakka sahipsin.
O, onunla konuşamadı.
Sana kolay gelsin, Tom.
Ona dokun.
Onu yapamayacak kadar aptalsın.
Tom buna alışkındır.
"Gece gündüz çalışmaya alışkın değilim." "Yakında buna alışacaksın."
Böyle bir davranışa alışık değilim.
Yalnızca şu iki şeye ihtiyacımız var:
Bağlandığıma güveniyorum.
Herkes için bir kalem var,
Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim:
Biraz süt ilave et.
Oh, yakında buna alışacaksın!
O hastaneye gitmesi gerektiği konusunda ısrar etti.
O, bana yardım etmek için ısrar etti.
O bize gitmemiz için ısrar etti.
Dağlara tırmanmaya alışkındır.
Eşyalarıma dokunma.
Ama sabun ekleyince...
Toparlanmaya başlamalıyım.
Hiçbir şeye dokunmuyordum.
Bunu yapmak için çok zayıfsın.
Adresimizi nasıl aldın?
O, okurken onunla konuşmayacaksın.
Görünüşe göre, o bunda çok iyi.
Biraz çaba gerektirdi.
Sanırım Tom olgunlaşmamış.
Yemeye ne zaman başlayacağız?
Hemen hemen her şeye alışabilirim.
Neden onu bulmak için bana ihtiyacın var?
- Kızıma dokunma!
- Kızıma dokunmayın!
Tom bir öğretmen ile evlidir.
Ben gerçekten buna alışabilirim.
Yüzünde bir gülümseme ile ona yaklaştı.
Biz katkı sağlamak istiyoruz.
Gerçeğe alışmalıyız.
Ama şirket adapte olamadı
Peki bu kalıplaşmışlığı bozarak
Yüzmeye ne dersin?
Biraz daha biber ekle.
Konuşulmadıkça asla konuşmaz.
O kitaba dokunma.
Yakında ona alışacaksın.
Tom kendine benzeyen insanları sever.
Rusça cümle eklemeyeceğim.
Hayat adil değil. Buna alış.
- Seni ilgilendirmez.
- Bu sizi ilgilendirmez.
- Bu seni ilgilendirmez.
Ona alışacağım.
Koşalım mı?
Tom seni görmek için ısrar ediyor.