Examples of using "Húst" in a sentence and their turkish translations:
- Et yer misin?
- Et yer misiniz?
Et, lütfen.
- Ben et yemem.
- Et yemem.
- Ben et yemem.
- Et yemem.
Et yerim.
Et yer misin?
Onlar çiğ et yer.
- Ben vejetaryenim.
- Ben et yemem.
- Et yemem.
- Ben vejetaryanım.
- Et yiyorlar.
- Onlar et yiyorlar.
- Ben bir sürü et yedim.
- Çok et yerim.
Ben et yiyemem.
O, et yemez.
Onlar balık ve et satıyorlar.
Haftada üç kez et yerim.
Etin tadını almış bir kere.
Kaç dilim et istersin?
Mary et yemez.
Asla et yemem.
Et istemiyorum.
Ben et ve sebze satın alıyorum.
Köpek et istiyor.
Kırmızı etten hoşlanırım.
Et yemezdim.
Et ekle.
Onlar et yemez.
Tom et yemez.
Ben daha fazla et yemeli miyim?
Çok fazla et yemiyorum.
Et istemiyorum.
O hayvan et yemez.
Yakında et yemeye de başlayacaklar.
Bu yavrular ilk defa etin tadına bakıyor.
Amerikalılar çok et yer.
Benim için sürpriz oldu, onlar eti çiğ yediler.
Etimi iyi pişmiş severim.
Et yemediğimi biliyorsun.
Tom kırmızı et yemez.
Burada kimse et yemiyor.
Et yemediğimi biliyorsun.
Güveç için et almaya gideceğim.
Tom sadece beyaz et yer.
Tom nadiren kırmızı et yer.
uçakla seyahat edip et ve süt ürünü yemeye devam ediyor.
Tabaktan biraz et aldı.
Ben et yemem, ama Tom yer.
Sadece balık değil aynı zamanda et de ye.
Tom et yemez ve Mary de.
Tom kedisine sadece çiğ et verir.
Çoğu hayvan, örnek olarak kaplan gibi, et yer.
Tom sadece yağsız et ve sebze yer.
Tom sadece beyaz et yiyor.
Eti uzun süre muhafaza etmek isterseniz, dondurun.
Hangisini tercih edersin, et mi yoksa balık mı?
Bu eti biraz daha pişirir misin?
Tom Mary'nin niçin et yemediğini bilmiyor.
Bu eti yememelisin. Kötü kokuyor.
Tom arkadaşlarına hiç et yemediğini söyledi.
Tom bir parça et kesti ve onu tabağının üzerine koydu.
Çok fazla et yemem.
Bu yemek herhangi bir et içeriyor mu?