Examples of using "ártani" in a sentence and their turkish translations:
O sana herhangi bir zarar vermez.
Asla sana zarar vermek istemedim.
Hiç kimse sana kötülük etmeyecek.
Karanlıkta korkunç şekiller göreceksin, kötü sesler kulağına fısıldayacak, fakat sana zarar vermeyecekler, çünkü küçük bir çocuğun saflığına karşı cehennem güçleri üstün gelemez.