Translation of "Umgibt" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Umgibt" in a sentence and their turkish translations:

Er umgibt sich mit schlechter Gesellschaft.

Kötü eşlik eder.

Ihn umgibt eine Aura des Geheimnisvollen.

Onun hakkında gizemli bir havası var.

- Ein sehr großes Reisfeld umgibt die Stadt.
- Ein sehr großes Feld mit Reis umgibt die Stadt.

Çok geniş bir pirinç tarlası kenti çevreler.

Eine dünne Schicht umgibt das Exoskelett eines Skorpions

Akreplerin dış iskeletini kaplayan ince bir katman vardır.

Und wir werden angesteckt, wenn sie uns umgibt.

ve sadece etrafında olarak bile onun taşıyıcısı hâline geliriz.

Es gibt eine Atmosphäre, die die Welt umgibt und schützt

dünyayı çevreleyen ve koruyan bir atmosfer var

Sie können ein Land zerstören, aber sie können nicht den Willen eines Vaters zerstören, der bereit ist, alles zu tun, um seine Kinder glücklich zu machen, trotz der Welt die sie umgibt.

Bir Ülkeyi yok edebilirsiniz, ancak çocuklarını mutlu etmek için her şeyi yapmaya istekli bir babanın iradesini yok edemezsiniz, çevrelerindeki dünyaya rağmen