Translation of "Total" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Total" in a sentence and their turkish translations:

Total schamanisch

Tamamen Şaman adetidir

- Er ist total verrückt.
- Er ist total ausgerastet.

O tamamen kontrolünü kaybetti.

Er spinnt total.

O delirdi.

Das ist total einfach.

O çok kolaydır.

Ich bin total unmusikalisch.

Müzik yeteneğim yok.

Das ist total verrückt.

Bu düpedüz deli.

Tom ist total plemplem.

- Tom'un bir tahtası eksik.
- Tom kafadan kontak.
- Tom zır deli.

Tom war total überrascht.

Tom şaşkınlıktan yakalandı.

Tom ist total ausgerastet.

Tom bütünüyle kontrolünü kaybetmiş.

Tom hasst Mary total.

Tom gerçekten Mary'den nefret eder.

Es ist total ungefährlich.

- O tamamen zararsız.
- O tamamen tehlikesiz.

Tom lag total daneben.

Tom tamamen hatalıydı.

Ich bin total betrunken.

Gerçekten sarhoşum.

Ihr seid total übergeschnappt.

Sizler tamamen delisiniz.

Er war total überrascht.

O gafil avlandı.

Ich war total überwältigt.

Tamamen hırsıma yenik düşmüş durumdayım.

Das ist alles total nass.

Baksanıza, her şey sırılsıklam.

Wir haben uns total geirrt.

Konuyu yanlış anladık.

Das Gebäude wurde total zerstört.

Bina tamamen yıkılmıştı.

Ich bin total außer Atem.

Ben tamamen nefes nefese kaldım.

Lange Röcke sind total modern.

- Uzun etekler modada çok fazladır.
- Uzun etekler çok moda.

Der Typ ist total durchgeknallt.

O adam tamamen deli.

Der Bus war total überfüllt.

Otobüs tamamen doluydu.

Ihr Rock ist total altmodisch.

Onun eteği tamamen demode.

Tom sah total glücklich aus.

Tom gerçekten mutlu görünüyordu.

Es ist alles total schiefgelaufen.

İşler son derece yanlış gitti.

Tom hat es total vergeigt.

- Tom büyük işi berbat etti.
- Tom fena çuvalladı.

Toms Eltern flippten total aus.

Tom'un ailesi tamamen çılgına dönmüştü.

- Tom findet, dass Mary total eingebildet ist.
- Tom findet, dass Mary total arrogant ist.

Tom Mary'nin gerçekten sıkışmış olduğunu düşünüyor.

Er war total auf Krawall gebürstet.

O, kesinlikle bir kavgaya başlamak istiyordu.

Ich war total in ihn verknallt.

Ona tamamen âşık oldum.

Ich war total in sie verknallt.

Ona tamamen âşık oldum.

Tom ist von Chopin total begeistert.

Chopin'in büyük bir hayranıyım.

Das ist eine total doofe Idee.

- Gerçekten aptalca bir fikir.
- O gerçekten aptalca bir fikir.

Gestern Abend war ich total betrunken.

Dün gece gerçekten sarhoştum.

Es tut mir echt total leid.

Ben gerçekten çok üzgünüm.

Tom scheint sich total zu langweilen.

Tom tamamen sıkılmış görünüyor.

Wir haben uns total zufällig getroffen.

Biz tamamen tesadüfen karşılaştık.

Tom ist total in dich verknallt.

Tom senden çok hoşlanıyor.

Ich war total in Tom verknallt.

Ben Tom'a tamamen aşıktım.

Ich würde total gerne mit dir in die Show gehen, aber ich bin total abgebrannt.

Gösteriye seninle gitmek istiyorum ama beş param yok.

- Er spinnt total.
- Er ist total verrückt.
- Er ist völlig verrückt.
- Er ist völlig durchgeknallt.

O tamamen deli.

Er hat sich total in sie verknallt.

O ona gönül bağladı.

- Sie ist völlig verrückt.
- Sie spinnt total.

O tamamen deli.

Ich bin von deinen Arbeiten total begeistert.

Eserinizin büyük bir hayranıyım.

Meine Laune ist total vom Wetter abhängig.

Benim ruh halim tamamen havaya bağlıdır.

Ich bin von ihrer Küche total begeistert.

Onlarının yemeklerinin çok büyük bir hayranıyım.

Diese Schokolade ist total süß und lecker.

Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.

Ich kann mich für Katzenvideos total begeistern.

Ben kedi videolarının büyük bir hayranıyım.

- Tom ist total bekloppt.
- Tom ist völlig übergeschnappt.

Tom tamamen deli.

- Tom ist total bekloppt.
- Tom ist ziemlich verrückt.

Tom oldukça deli.

Tom scheint jetzt schon total dicht zu sein.

Tom zaten oldukça israf edilmiş görünüyor.

Eine total geordnete Menge wird oft "Kette" genannt.

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir " zincir" denilir.

- Das ist total einfach.
- Es ist sehr einfach.

- O çok kolay.
- Çok kolay.

- Ich bin total pleite.
- Ich bin komplett bankrott.

Gerçekten züğürtüm.

- Tom ist echt süß.
- Tom ist total niedlich.

Tom çok şirin.

Ich war wahnsinnig begeistert, weil das total unerwartet war.

Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.

Auf eine Art hat es die Welt total zusammengebracht.

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

Um ehrlich zu sein, ich habe es total vergessen.

- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.

- Er lag total daneben.
- Er war völlig im Unrecht.

O tamamen hatalıydı.

Tom sah total glücklich aus, als Maria ins Zimmer reinkam.

Mary odaya girdiğinde Tom gerçekten mutlu görünüyordu.

Ich habe gerade beim Pferderennen verloren, deshalb bin ich total pleite.

Ben sadece yarışlarda kaybettim bu yüzden beş parasızım.

- Er spinnt total.
- Er ist völlig verrückt.
- Er ist völlig durchgeknallt.

O tamamen deli.

Früher war ich total cis, aber mittlerweile bin ich ziemlich genderqueer.

Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.

Hast du die ganze Nacht geweint? Deine Augen sind ja total geschwollen!

Bütün gece ağlıyor muydun? Gözlerin tamamen şişmiş.

- Es sieht total gleich aus.
- Es sieht in jeder Hinsicht identisch aus.

O tam olarak aynı görünüyor.

Fast, als wäre er frei gefallen, sehr geschickt, total heimisch in seiner Umgebung.

Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.

Tom ist total geistesabwesend und vergisst manchmal, die Kinder von der Schule abzuholen.

Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur.

Aber es ist offensichtlich, dass die Form der Länder nun total verzerrt ist.

Ancak ülke şekillerinin artık bozulmuş olduğunu görebilirsiniz.

Maria ist total in Tom verknallt, aber sie ist zu schüchtern, um ihn anzusprechen.

Mary Tom'a aşık ama o, onunla konuşmak için çok utangaç.

- Sie ist ein völlig naives Mädchen und glaubt alles, was man ihr sagt.
- Sie ist total naiv und glaubt alles, was ihr erzählt wird.
- Sie ist total naiv und glaubt alles, was ihr jemand erzählt.

O tamamen saf ve insanların ona söylediği her şeye inanıyor.

- Ich nehme an, dass du glaubst, dass Tom richtig dumm ist.
- Du denkst wohl, Tom ist total bekloppt.

Sanırım Tom'un gerçekten aptal olduğunu düşünüyorsun.

- Wir waren total erschöpft von der 5-stündigen Reise.
- Wir waren von diesem Fünf-Stunden-Trip fix und fertig.

Beş saatlik gezi yüzünden elimizi kaldıracak halimiz kalmadı.

- Sie haben vollkommen recht.
- Du hast völlig recht.
- Du hast total recht.
- Du hast vollkommen recht.
- Ihr habt vollkommen recht.
- Sie haben absolut recht.

- Kesinlikle haklısın.
- Sen kesinlikle haklısın!