Examples of using "Total" in a sentence and their turkish translations:
Tamamen Şaman adetidir
O tamamen kontrolünü kaybetti.
O delirdi.
O çok kolaydır.
Müzik yeteneğim yok.
Bu düpedüz deli.
- Tom'un bir tahtası eksik.
- Tom kafadan kontak.
- Tom zır deli.
Tom şaşkınlıktan yakalandı.
Tom bütünüyle kontrolünü kaybetmiş.
Tom gerçekten Mary'den nefret eder.
- O tamamen zararsız.
- O tamamen tehlikesiz.
Tom tamamen hatalıydı.
Gerçekten sarhoşum.
Sizler tamamen delisiniz.
O gafil avlandı.
Tamamen hırsıma yenik düşmüş durumdayım.
Baksanıza, her şey sırılsıklam.
Konuyu yanlış anladık.
Bina tamamen yıkılmıştı.
Ben tamamen nefes nefese kaldım.
- Uzun etekler modada çok fazladır.
- Uzun etekler çok moda.
O adam tamamen deli.
Otobüs tamamen doluydu.
Onun eteği tamamen demode.
Tom gerçekten mutlu görünüyordu.
İşler son derece yanlış gitti.
- Tom büyük işi berbat etti.
- Tom fena çuvalladı.
Tom'un ailesi tamamen çılgına dönmüştü.
Tom Mary'nin gerçekten sıkışmış olduğunu düşünüyor.
O, kesinlikle bir kavgaya başlamak istiyordu.
Ona tamamen âşık oldum.
Ona tamamen âşık oldum.
Chopin'in büyük bir hayranıyım.
- Gerçekten aptalca bir fikir.
- O gerçekten aptalca bir fikir.
Dün gece gerçekten sarhoştum.
Ben gerçekten çok üzgünüm.
Tom tamamen sıkılmış görünüyor.
Biz tamamen tesadüfen karşılaştık.
Tom senden çok hoşlanıyor.
Ben Tom'a tamamen aşıktım.
Gösteriye seninle gitmek istiyorum ama beş param yok.
O tamamen deli.
O ona gönül bağladı.
O tamamen deli.
Eserinizin büyük bir hayranıyım.
Benim ruh halim tamamen havaya bağlıdır.
Onlarının yemeklerinin çok büyük bir hayranıyım.
Bu çikolata çok tatlı ve lezzetli.
Ben kedi videolarının büyük bir hayranıyım.
Tom tamamen deli.
Tom oldukça deli.
Tom zaten oldukça israf edilmiş görünüyor.
Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir " zincir" denilir.
- O çok kolay.
- Çok kolay.
Gerçekten züğürtüm.
Tom çok şirin.
Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.
Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unutmuşum.
- Doğruyu söylemem gerekirse, tamamen unuttum.
O tamamen hatalıydı.
Mary odaya girdiğinde Tom gerçekten mutlu görünüyordu.
Ben sadece yarışlarda kaybettim bu yüzden beş parasızım.
O tamamen deli.
Eskiden cinsiyetin doğuştan kazanıldığını savunanlardandım, ama artık ikili cinsiyet sistemine çok karşıyım.
Bütün gece ağlıyor muydun? Gözlerin tamamen şişmiş.
O tam olarak aynı görünüyor.
Bir nevi düşüyor gibiydi, tam bir usta, ortamına tamamen alışık.
Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur.
Ancak ülke şekillerinin artık bozulmuş olduğunu görebilirsiniz.
Mary Tom'a aşık ama o, onunla konuşmak için çok utangaç.
O tamamen saf ve insanların ona söylediği her şeye inanıyor.
Sanırım Tom'un gerçekten aptal olduğunu düşünüyorsun.
Beş saatlik gezi yüzünden elimizi kaldıracak halimiz kalmadı.
- Kesinlikle haklısın.
- Sen kesinlikle haklısın!