Examples of using "Sowieso" in a sentence and their turkish translations:
neyse
neyse!
Ben zaten onun yerini almak istiyordum.
- Bir şekilde kalkmak zorundayım.
- Bir şekilde kalkmam gerekiyor.
- Her halükârda kalkmak zorundayım.
neyse... her şey yasalara uygun problem yok
de konuşamıyoruz... neyse...
Zaten hepimiz öleceğiz.
Ne olursa olsun gitmek istemedim.
Nasıl olsa onu yapardım.
Zaten bunu satmak istiyordum.
Beni zaten kaybettin.
Zaten ben herkesi öpmem!
Ben zaten herhangi birini öpmem.
Zaten yeni bir tane almak istiyordum.
bunu da senden gizlemiyor zaten
Zaten ondan asla hoşlanmadım.
Tom'dan artık gerçekten hoşlanmıyorum.
Nasıl olsa çok aç değildim.
Bunun için zaten ödedim.
Zaten onu asla dinlemem.
Zaten onu asla dinlemem.
Robotlar yine de insanlardan daha akıllıdırlar.
Zaten çikolata sevmezsin, değil mi?
Zaten çok mühim birisi değil canım
Mary zaten benim için çok genç.
neyse.. deyip hayatımıza devam ederiz
- O, zaten dışarı çıkmak istedi.
- Yine de dışarı çıkmak istedi.
Zaten ben herkesin beni öpmesine izin vermem!
gardrop Fuat'ı hepimiz hatırlarız her halde
Zaten önemli değil.
ağustos böceği ile karıncanın hikayesini bilmeyen yoktur her halde
Zaten Tom'un evine gittiğin için bunu Tom'a verebilir misin?
zaten dünyada Müslümanlara nasıl bir gözle bakıldığını hepimiz biliyoruz
yüzüklerin efendisi filmini hatırlamayanınız yoktur her halde
Neden bu şeyi öğrenmek zorundayım? Zaten asla onu kullanmam gerekmeyecek.
Kabul etsende etmesende onu yapacağım.
Ne kadar olduğu umurumda değil. Ben zaten onu alacağım.
bu kadar yalan ile içli dişlı olan insan ise toplumda fark ediliyor zaten
- Sen ne dersen de, ben bunu her şekilde yapacağım.
- Beğen ya da beğenme, ben bunu her şekilde yapacağım.
“Yabancı bir dil öğrenmek istemez misin?” — “Boş versene. Günümüzde nasıl olsa herkes İngilizce konuşuyor!”
Kimseyi kazanmaya çalışma! Bırak giden gitsin! Kalmak isteyen zaten yanındadır. Asıl seni kaybeden üzülsün!