Examples of using "Sorge" in a sentence and their turkish translations:
Tam olarak endişen nedir?
Kimsenin girmediğinden emin ol.
- Endişe etmeyin. Ben doktorum.
- Merak etme. Ben doktorum.
Benim endişeme gelince,
Beni üzüntü bastı.
Endişelenme, yaşa!
Sen merak etme. Başlarında nezaretçi bulunacak.
Tom değil Mary hakkında endişeleniyorum.
Benim öncelikli ilgim sizin güvenliğinizdir.
O benim yegane kaygım.
Dert edeceğim en son şey bu.
Bana bırak!
Kalbim üzüntü ile doluydu.
Bu meşru bir endişedir.
Endişelenme. Bu kolay.
Çok endişeliydik.
Endişelenme. Sigortam var.
Endişelenme. İyi olacak.
En büyük endişem bu.
Sana güveniyorum, endişe etme.
Çok endişeleniyorum.
Tom hakkında endişeli değilim.
Ben kilom hakkında endişe duyuyorum.
Onun güvenliği için endişeleniyorum.
Merak etmeyin. O, Almanca anlamıyor.
Merak etmeyin. O Almanca anlamıyor.
Endişelenme. Seni koruyacağım.
Merak etmeyin. Tamam.
Tom'un güvenliğiyle ilgileniyorum.
- Ben de Tom hakkında endişeliyim.
- Ben de Tom için endişeliyim.
- Tom endişeli hastaydı.
- Tom meraktan ölüyordu.
Endişelenme. Bu dünyanın sonu değil.
Merak etmeyin. Onunla ilgileneceğim.
Endişelenme. Hemen döneceğim.
Üzülme. Tom'la konuşacağım.
Ben de onun hakkında endişeleniyorum.
Neredeyse hepiniz için endişeliyim.
Endişe etme. Dudaklarım kapalı.
Ben de onun hakkında endişeleniyorum.
Endişelenme. Tsunamiler çok nadirdir.
Senin hakkında çok endişeliydik!
Bana kalırsa onun en büyük derdi bu olmalı.
ama merak etmeyin kimsenin umurunda bile değilsiniz
Geçmiş hatalarının üzerinde durma.
Merak etmeyin. O ne yaptığını biliyor.
Merak etmeyin. O ne yaptığını bilir.
- Endişelenme. Onun canını yakmayacağım.
- Endişelenmeyin. Onun canını yakmayacağım.
Mary hakkında çok endişeliydim.
Tom hakkında çok endişeliydim.
Merak etmeyin. Ben Tom'a söylemeyeceğim.
Endişelenme. Mary'ye söylemeyeceğim.
Endişe etme. Muhtemelen yanlış bir alarm.
Üzülmeyin. Yeni arkadaşlar edineceksiniz.
Merak etmeyin her şey iyi olacak.
Üzülme. Tom'un anlayacağından eminim.
- Üzülme. Tom burada olacak.
- Endişelenme. Tom burada olacaktır.
Tom'un yatakta olduğundan emin ol!
Merak etmeyin. Tom bizi hayal kırıklığına uğratmayacak.
Tom, Mary hakkında endişeli olduğunu söyledi.
Merak etme. Tom gelip bizi kurtaracak.
Ebeveynlerin çok endişeli olmalı.
Senin hakkında çok endişeliyim.
Annemin sağlığı hakkında endişeliyim.
Gerçekten endişelendiğim şey bu.
Endişelenme. Bolca suyumuz ve yiyeceğimiz var.
Merak etme. Eve güvenli bir şekilde geleceğim.
Tom ehliyetini kaybedebileceğinden endişeliydi.
Endişelenme. Onlara söylemeyeceğim.
O konuda endişe etme!
Tom'un yarın okula gittiğinden emin olacağım.
Tom gerçekten endişeli.
Merak etme. O benim sevgilim değil. O sadece bir arkadaş.
Ben bir anneyim, bu yüzden çocuğumun geleceğini önemsiyorum.
Merak etmeyin geçmişe takılıp kalmayacağız
Gelecekle ilgili endişeler yüzünden ikisi de çocuk istemiyorlar.
Uyumadan önce bu ilacı aldığından emin ol.
Senin için endişelenmiyorum, Tom. Mary için endişeleniyorum.
Tom için endişelenmiyorum. Senin için endişeleniyorum, Mary.
Endişelenme. Bunun altına ineceğiz.
Kusura bakma.
- Tek derdim hiç derdimin olmaması.
- Tek endişem hiç endişemin olmaması.
Neredeydin? Annen çok endişeleniyor.
- İlginize minnettarım.
- Endişenizi anlıyorum.
Benim en büyük endişem, bir sonraki yemeğimin nereden geleceği hakkındadır.
Neredeydin? Çok endişelendim.
ama merak etmeyin bu türlerle zaten karşılaşma ihtimalimiz çok düşük
Haber onu üzüntü ile doldurdu.
Üzülme. Her şey yolunda.
"Endişelenme," Dima kadını rahatlatmaya çalıştı. "Beni değil."
Üzülme. Burada güvenliyiz.
O özellikle ne hakkında endişeliydi?
Sen Tom'a yardım etme hakkında endişe ediyorsun ve ben Mary hakkında endişe edeyim.
Mary geleceğini söylediği zaman gelmediğinde, Tom biraz endişelendi.
Senin hakkında çok endişelendim. Neden aramadın?
Endişelenmeyin, bir dahaki sefere yapacağız. İyi bir ders aldık.
Endişelenmeyin. Onu yaparsınız.
Lütfen ateşin sönmesini engelleyin.