Examples of using "Rande" in a sentence and their turkish translations:
O, uçurumun kenarında durdu.
Biz savaşın eşiğindeyiz.
Tom iflasın eşiğinde.
Yeni yapılar şehrin ucunda yapılıyor.
Benim evim kentin dış mahallelerinde.
Tom'un helikopteri kasabanın kenarına düştü.
gerçek şu ki kıyametin eşiğinden dönmüştük
Babamın şirketi iflasın eşiğindedir.
- Her işte bir hayır vardır.
- Her gecenin bir sabahı vardır.
- Gün gelir, devran döner.
1914'te olduğu gibi 1939'da dünya bir savaşın eşiğindeydi.
1962 Ekim'indeki Küba Füze Krizi'nde dünya tam da nükleer savaşın eşiğine gelmişti.
Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."
Tom, kasabanın varoşlarında birkaç koyun ve sığır yetiştirdiği küçük bir hobi çiftliği işletiyor.
Sadece sis kalktığında bir uçurumun kenarında uyuduğumuzu fark ettik.