Examples of using "Politischen" in a sentence and their turkish translations:
Onun politika tutkusu yok.
- Tom'un politik hırsı yok.
- Tom'un hiçbir siyasi hırsı yok.
Siyasi bir gösteri gördüm.
Siyasi çevrelerde para çok önemlidir.
- Tom bir siyasi partiye katıldı.
- Tom bir siyasi partiye girdi.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
zaman geçtikçe çelişkili hâle geliyor.
Sadece polisiye tedbirlerin arkasına saklanmak yerine
ahlaki, politik ve ideolojik konulardan daha kolay.
O siyasi fikirler Hindistan'da ortaya çıktı.
Sosyal, politik ve ekonomik sistemlerimiz
Yani bu gibi siyasi partilerin savundukları fikirler, eninde sonunda
Organizasyon herhangi bir siyasi partiyle bağlantılı değildir.
Ülkedeki siyasi koşullar gittikçe kötüleşti.
Neredeyse iki ay kadar sonra, bir başka siyasi gösteri daha gördüm.
İster evde olalım, ister okulda veya işte ya da siyasi bir arenada.
siyasi yelpazede hangi noktada olduğumuzla alakalı.
Onun politikası hakkında soru sorulduğunda, aday sadece belirsiz cevaplar verdi.
İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.
Berlin, şu anda Avrupa'daki siyasi koşullardan çok muzdariptir.
prempter nedir daha önce siyasi olaylarda da gündeme gelmişti
Siyasi örgütümüzde hep birlikte tartıştığımız fikirleri
Daha doğrusu kanunların belirli bir siyasi dönemin donmuş ifadesi olduğu söylenince alınıyorlar.
Onun siyasi skandalla alakalı olduğu söyleniyor.
Partide,onun politik rakiplerinden biri onu birçok misafirin önünde küçük düşürdü.