Examples of using "Begrüßte" in a sentence and their turkish translations:
O, büyük bir tebessümle beni selamladı.
O, bizi bir gülümseme ile karşıladı.
O, elini sallayarak onu selamladı.
Hiç kimse, öneriyi memnuniyetle karşılamadı.
Tom Mary'yi bir tebessümle selamladı.
Garson beni bir gülümseme ile karşıladı.
O bana selam bile vermedi.
Tom bana merhaba bile demezdi.
- O bir tebessümle beni selamladı.
- O, beni tebessümle selamladı.
Öğretmen yeni öğrencileri karşıladı.
O, beni tebessümle selamladı.
Lincoln eski siyasi rakibini karşıladı.
O hoş bir gülümsemeyle beni selamladı.
Bayan Parker bir gülümseme ile onu selamladı.
Mary annesini bir öpücükle karşıladı.
Kız beni tebessümle selamladı.
O birini selamladığında her zaman eğildi.
O birini selamladığında her zaman eğildi.
Jessie, Joseph'le tokalaştı ve sevgi ile onu selamladı.
O, bayanı selamladı.
O beni görür görmez bir gülümseme ile beni selamladı.
Tom ben ona merhaba dediğim zaman annesinin arkasına saklandı.
Bay Kato'yu bir tebessümle selamladı.
O, arkadaşıyla tokalaştı.