Translation of "Parkplatz" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Parkplatz" in a sentence and their turkish translations:

Der Parkplatz ist kostenlos.

Otopark ücretsizdir.

Der Parkplatz ist leer.

Park yeri boş.

Der Parkplatz ist fast leer.

Otopark hemen hemen boş.

Wann wird der Parkplatz geschlossen?

Otopark ne zaman kapanır?

Tom konnte keinen Parkplatz finden.

Tom parkedecek bir yer bulamadı.

Ich konnte keinen Parkplatz finden.

- Park edecek bir yer bulamamıştım.
- Park yeri bulamadım.

Sein Auto wurde vom Parkplatz gestohlen.

Şu otoparkta arabasını çaldırdı.

Tom konnte keinen leeren Parkplatz finden.

Tom bir boş park yeri bulamadı.

Sie stand allein auf dem Parkplatz.

O, otoparkta tek başına duruyordu.

- Der Parkplatz vor der Bank war vollbesetzt.
- Der Parkplatz vor der Bank war restlos voll.

Bankanın önündeki otopark tamamen dolu.

Vor dem Bahnhof ist ein großer Parkplatz.

İstasyonun önünde büyük bir park yeri vardır.

Es waren kaum Autos auf dem Parkplatz.

Park yerinde neredeyse hiç araba yoktu.

Wir mussten lange nach einem Parkplatz suchen.

Biz bir otopark ararken çok zaman harcadık.

Der Parkplatz hinter der Schule ist fast leer.

Okulun arkasındaki araç park yeri hemen hemen boş.

Das gestohlene Fahrzeug wurde auf einem Parkplatz gefunden.

Çalınan araç otoparkta bulundu.

Warum ist es auf dem Parkplatz so rutschig?

Neden otopark çok kaygan?

Tom ließ den Wagen an und fuhr vom Parkplatz.

Tom arabayı çalıştırdı ve otoparktan çıkarttı.

Alle Autos auf dem Parkplatz waren weiß, bis auf drei.

Otoparktaki arabaların üçü dışında hepsi beyazdı.

Tom ist zehn Minuten herumgefahren, um einen Parkplatz zu finden.

Tom bir park yeri bulmak için sokaklarda on dakika araç sürdü.

Tom schrieb auf dem Parkplatz auf jede schmutzige Windschutzscheibe seinen Namen.

Tom otoparktaki her kirli araba ön camına adını yazdı.

Tom ging hinaus auf den Parkplatz, um sich Marias neuen Wagen anzusehen.

Tom Mary'nin yeni arabasına bakmak için otoparka yürüdü.