Translation of "Montags" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Montags" in a sentence and their turkish translations:

- Montags arbeite ich.
- Ich arbeite montags.

Pazartesi günleri çalışırım.

Arbeiten Sie montags?

- Pazartesi günleri çalışır mısınız?
- Pazartesileri çalışır mısınız?

Montags arbeite ich nicht.

Pazartesi günleri çalışmıyorum.

Montags reiste Tom ab.

- Tom pazartesi günü ayrıldı.
- Tom, pazartesi gitti.

Ich muss montags arbeiten.

Pazartesi günleri çalışmak zorundayım.

Montags haben wir frei.

Pazartesi günleri biz boşuz.

- Ich bin montags immer zu Hause.
- Montags bin ich immer zu Hause.

Pazartesi günleri her zaman evdeyim.

Das Geschäft ist montags geschlossen.

Mağaza Pazartesi günleri kapalıdır.

Er ist immer montags zuhause.

O, pazartesi günleri her zaman evdedir.

Das Basketballteam trainiert montags nicht.

Basketbol takımı pazartesi günü uygulama yapmaz.

Tom ist montags normalerweise daheim.

Tom pazartesi günleri genellikle evdedir.

Tom pflegte des Montags hierherzukommen.

Tom pazartesi günleri buraya gelirdi.

Tom geht selten montags aus.

Tom pazartesi günü nadiren dışarı çıkar.

Montags arbeite ich gewöhnlich nicht.

Genellikle pazartesi günleri çalışmam.

Ich sehe sie nur montags.

Onu yalnızca pazartesi günlerinde görüyorum.

Ich komme montags oft hierher.

Genellikle pazartesileri buraya gelirim.

Haben die Banken montags geöffnet?

Pazartesi günü bankalar açık mı?

Was tust du gewöhnlich montags?

Pazartesi günleri genellikle ne yaparsın?

Das Museum ist montags nicht geöffnet.

Müze pazartesi günü açık değil.

Er kam sonst immer montags hierher.

O, Pazartesi günleri buraya gelirdi.

Montags bin ich am meisten beschäftigt.

Pazartesi benim en yoğun günümdür.

Tom sagte, er arbeite montags nicht.

Tom pazartesi günleri çalışmadığını söyledi.

Wo gehst du montags abends hin?

Pazartesi akşamları nereye gidiyorsunuz?

Tom bleibt montags lieber zu Hause.

Tom pazartesileri evde kalmayı tercih ediyor.

Tom ist gewöhnlich montags sehr beschäftigt.

Tom genellikle pazartesi günleri çok meşguldür.

Ich denke, das Museum ist montags geschlossen.

Müzenin Pazartesi günleri kapalı olduğunu anlıyorum.

Tom starb am Abend des letzten Montags.

Tom geçen pazartesi gecesi öldü.

Ich bin montags normalerweise nicht zu Hause.

Ben pazartesi günü genellikle evde kalmam.

Ich bin montags fast immer zu Hause.

Neredeyse her zaman pazartesi günleri evdeyim.

Sie kommt montags oft zu spät zur Schule.

- Pazartesi günleri çoğunlukla okula geç kalır.
- Pazartesileri okula sık sık geç geliyor.
- Pazartesileri okula sık sık geç kalıyor.

Er kommt montags oft zu spät zur Schule.

O, pazartesi günleri sık sık okula geç kalır.

Tom kommt montags oft zu spät zur Schule.

Tom pazartesileri okula genelde geç kalır.

Tom hat montags den ganzen Tag lang Sitzungen.

Tom'un pazartesi günleri bütün gün toplantıları var.

- Die Deutschstunden werden zweimal wöchentlich abgehalten, montags und mittwochs.
- Der Deutschunterricht findet zweimal in der Woche statt, montags und mittwochs.

Almanca dersleri haftada iki kez yapılmaktadır- Pazartesi ve Çarşamba günleri.

Normalerweise habe ich montags nicht so viel zu tun.

Pazartesi günleri genellikle bu kadar meşgul değilim.

- Was macht Tom montags?
- Was macht Tom an Montagen?

Tom pazartesi günleri ne yapar?

Man geht normalerweise von montags bis freitags in die Schule.

Genellikle pazartesi'den cuma'ya okula gidiyorsun.

- Tom macht das nicht montags.
- Tom macht das nicht an Montagen.

Tom bunu pazartesi günleri yapmaz.

Heute ist Montag. Folglich werde ich heute tun, was ich montags immer tue.

Bugün pazartesi, bu yüzden pazartesi günü her zaman yaptığımı yapacağım.

Montags, mittwochs und freitags deckt Tom den Tisch, an den übrigen Tagen Maria.

Tom masayı pazartesi, çarşamba ve cuma günleri hazırlar. Mary, masayı diğer günlerde hazırlar.