Examples of using "Fußboden" in a sentence and their turkish translations:
- Zemini parlatın.
- Yerleri cilala.
Zemin kirli.
Zemin soğuk.
Yeri süpürüyorum.
O yerde oturuyordu.
Tom yerde oturuyordu.
Tom yeri paspaslıyor.
Zemin çok soğuk.
Yerde kırık cam parçaları vardı.
Zemin üzerinde kan lekeleri vardı.
Zemin soğuk.
O yerde çıplak uyandı.
Tom yerde bir şey fark etti.
Tom yere oturdu.
Tom yerde kan fark etti.
Tom yerde oturmayı sever.
Tom Mary'nin yanında yere oturdu.
Tom yerde çamurlu ayak izleri gördü.
Tom, kırılmış cam parçalarını yerden aldı.
Halıyı yere serdi.
Yarın sabah zemini paspas edeceğime söz veriyorum.
- Tom yerde bir yatakta uyur.
- Tom yerdeki bir döşek üzerinde uyur.
Tom o gece yerde uyudu.
Tom çantasını masasının yanında yere koydu.
Tom yere bir minder koydu ve mindere oturdu.
Mary yerde oturdu ve kollarını dizlerinin etrafına sardı.
Birçok erkeğin de gömme dolabı vardır. Onlar için bu yerlerdir!
Tom yere bir fincan düşürdü ve fincan tuzla buz oldu.
Zemin tozla kaplıydı.
Tom Mary'nin yanında yerde oturdu.
Tom yerde bir şey fark etti ve ne olduğunu görmek için eğildi.
Benim için fark etmez, okulda yerde oturmak zorunda olduğum. Tek istediğim eğitim