Examples of using "Gras" in a sentence and their turkish translations:
İnekler ot yiyorlar.
Koyunlar ot yer.
İnekler ot yer.
- Atlar ot yer.
- Atlar çimenleri yer.
Çimde yuvarlandılar.
Çim yumuşaktı.
Biz çimlerin üzerinde uzandık.
Çimen yeşildir.
İnekler ot yemeyi sever.
Koyun ot yer.
Atlar ot yerler.
Çim sarıdır.
Kyoko, çimde uzanmaktadır.
Çimlere basmayın.
Benim köpeğim bazen ot yer.
Sığırlar otla beslenirler.
Büyükanne, bahçedeki çimi biçer.
- Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
Otlar kesilmeli.
O, çime uzandı.
Burada çimin üstünde oturalım.
Hele ki yüksek çalıların arasında. Yolu yarıladılar.
Ağacın gölgesi çimlere vuruyor.
Ayda hiç ot yoktur.
Çimlerde uzanmayı seviyorsun.
Bu çim üstüne oturmak için çok yaş.
İnekler çayırda ot yiyorlar.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
Parktaki çim yeşil ve güzel.
Komşum bahçesine yeni çim ekiyor.
Tom elma ağacının altında çimin üzerinde uzanıyor.
Tom ve Mary çimde yuvarlandı.
Geleneksel hula dansçıları çim etekler giymiyorlardı.
Otun üstünde yatan köpek benimdir.
Çim yetişmeden önce at ölür.
Güneşli bir günde, Tom çimende uzanmayı sever.
Kalın ağaç örtüsünün altında büyümeyen taze çimenle dolu burası.
Sümbüller ve taze kesilmiş ot bana çocukluğumu hatırlatıyor.
Bisikletlerimizden atladık ve çimde oturduk.
Çimlere uzanıp karanlık gökyüzüne doğru baktık.
Çim tepenin diğer tarafında her zaman yeşildir.
Güneşli günlerde çimlerin üzerinde yatmayı sever.
Çimler çok hızlı büyüyordu, her hafta kesilmiş olmalı.
Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.
İneklerin çayırda otladığını gördük.
Tom Mary'nin yanındaki çimenlerin üzerinde oturdu.
Çocukken çimenlere sırtüstü uzanıp beyaz bulutları seyrederdim.