Examples of using "Ofen" in a sentence and their turkish translations:
Soba yanıyor.
Fırın sıcak.
Ekmek bir fırında pişirilir.
Ekmek fırındadır.
O, sobada kendini ısıttı.
Fırında bir şeyim var.
Ekmek fırında pişiyor.
Fırında kurabiyeler var.
O, hindiyi kızarttı.
Fırında bir pastam var.
Pasta hâlâ fırında.
Önceden ısıtılmış fırında 1 saat pişir.
- Fırını önceden 220 °C'ye ısıtın.
- Fırını önceden iki yüz yirmi dereceye getirin.
- Sobayı söndürdün mü?
- Sobayı kapattın mı?
O, çok eski bir fırında ekmek pişirir.
O yeni fırınında ekmek pişiriyor.
O, tavuğu fırına koydu.
Bu elmalı bisküviler fırından yeni çıktı.
Fırından keki çıkardım.
Bütün yerlerde ekmeği fırında pişirirler.
Mary kurabiyeleri fırından çıkardı.
Tom fırından somun ekmekleri çıkardı.
Bu koku fırından gelebilir!
Mary jambonu fırına koydu.
Mary hindiyi fırına koydu.
Tom hindiyi fırına koydu.
Tom jambonu fırının içine koydu.
Bu kurabiyeler fırından yeni çıkmış.
Pastayı fırından çıkarma zamanı.
Tom sıcak sobada elini yaktı.
Sen sobaya daha fazla kömür koymak zorundasın.
Pizzanın sıcak fırında pişirilmesi gerekir.
Turtaları fırından çıkardım zaten.
Tom fırından bir lezzetli-görünümlü bir pizza çıkardı.
Sanırım fırında biraz artık pizzam var.
Keki fırından çok erken çıkardım.
Fırınım olmadığı için ekmek pişiremem.
Sobayı söndürdün mü?
Tom'un bir fırına ihtiyacı yok mu? Bizim eski fırını ona verelim.
Tam sobanın önünde dursa bile Tom hâlâ üşüyordu.
Pasta şimdi fırında ve yaklaşık on dakika içinde dışarı çıkmaya hazır olmalı.
Mary beline bir önlük bağladı ve daha sonra hindiyi fırından çıkardı.
O, tamamen bitti.
Tom fırın eldiveni kullanmadan tart kalıbını fırından çıkardığında kendini kötü şekilde yaktı.
Onu al ve ateşin üstüne koy.