Examples of using "Kleiderschrank" in a sentence and their turkish translations:
Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.
- Mary'nin bir gömme gardırobu var.
- Mary'nin bir giyinme odası var.
Bir gardırobumuz yok ve bir kitap rafımız da yok.
Tom ceketini asmak için dolabı açtı.
gardrop Fuat'ı hepimiz hatırlarız her halde
Tom ceketini dolaptan aldı ve onu giydi.
Birçok erkeğin de gömme dolabı vardır. Onlar için bu yerlerdir!
Giyecek bir şeyin olmadığını nasıl söylersin? Dolabın giysi dolu.
Giyecek bir şey için dolabıma baktım fakat ortam için uygun bir şey bulamadım.
Gardırobumun dört kapısı ve iki aynası var. Adı, üç sesli harf ve bir ünsüz içeren bir İsveç şirketi tarafından üretildi.