Translation of "öffnete" in Turkish

- Tom öffnete den Tresor.
- Tom öffnete den Geldschrank.

Tom kasayı açtı.

- Schnell öffnete sie den Brief.
- Sie öffnete den Brief schnell.
- Sie öffnete schnell den Brief.
- Rasch öffnete sie den Brief.

O, çabucak mektubu açtı.

- Schnell öffnete sie den Brief.
- Sie öffnete den Brief schnell.
- Sie öffnete schnell den Brief.

O, çabucak mektubu açtı.

- Der Chauffeur öffnete die Tür.
- Der Fahrer öffnete die Tür.

Şoför kapıyı açtı.

Sie öffnete ihren Laden.

Mağazasını açtı.Bitmedi...

Er öffnete die Käfige.

O, kafesleri açtı.

Er öffnete den Kofferraum.

O bagajı patlattı.

Jemand öffnete die Tür.

Birisi kapıyı açtı.

Tom öffnete die Tür.

Tom kapıyı açtı.

Tom öffnete seinen Koffer.

Tom bavulunu açtı.

Tom öffnete seine Reisetasche.

Tom spor çantasını açtı.

Tom öffnete eine Thunfischdose.

Tom bir ton balığı kutusu açtı.

Er öffnete die Tür.

O, kapıyı açtı.

Jemand öffnete das Fenster.

Birisi pencereyi açtı.

Tom öffnete die Schublade.

Tom açmak için çekmeceyi çekti.

Sie öffnete die Tür.

O, kapıyı açtı.

Er öffnete den Mund.

O ağzını açtı.

Sie öffnete das Kondomtütchen.

O prezervatif paket kağıdını açtı.

Ich öffnete das Fenster.

- Pencereyi açtım.
- Pencereyi kapadım.

Ich öffnete ein Auge.

Bir gözümü açtım.

Sie öffnete ihren Rucksack.

O, sırt çantasını açtı.

Thomas öffnete die Wagentür.

Tom araba kapısını açtı.

Tom öffnete sein Fenster.

Tom penceresini açtı.

Tom öffnete das Buch.

Tom kitabı açtı.

Tom öffnete das Bier.

Tom birayı açtı.

Tom öffnete sein Buch.

Tom kitabını açtı.

Tom öffnete seine Faust.

Tom yumruğunu açtı.

Tom öffnete den Umschlag.

Tom zarfı açtı.

Sie öffnete den Mund.

Ağzını açtı.

Tom öffnete seine Bürotür.

Tom ofisinin kapısını açtı.

Tom öffnete ein Bier.

Tom bir bira açtı.

Tom öffnete den Löwenkäfig.

Tom aslanın kafesini açtı.

Sie öffnete ihre Proviantbüchse.

O, öğle yemeği kutusunu açtı.

Er öffnete seine Proviantbüchse.

O, öğle yemeği kutusunu açtı.

Tom öffnete seinen Mund.

Tom ağzını açtı.

Tom öffnete die Türen.

Tom kapıları açtı.

Peter öffnete die Tür.

Peter kapıyı açtı.

Tom öffnete die Käfige.

Tom kafesleri açtı.

Tom öffnete seinen Rucksack.

Tom sırt çantasını açtı.

Ich öffnete die Fenster.

Pencereleri açtım.

Ich öffnete die Türen.

Kapıları açtım.

Layla öffnete die Tür.

Leyla kapıyı açtı.

Maria öffnete ihr Buch.

Mary kitabını açtı.

Tom öffnete den Schrank.

Tom dolabı açtı.

Sie öffnete die Augen.

Gözlerini açtı.

Die Tür öffnete sich langsam.

Kapı yavaşça açıldı.

Die Tür öffnete sich automatisch.

Kapı otomatik olarak açıldı.

Der Wärter öffnete die Zellentür.

Koruma hücre kapısını kilitledi.

Tom öffnete nervös die Tür.

Tom sinirli olarak kapıyı açtı.

Der Butler öffnete die Tür.

Uşak kapıyı açtı.

Sie öffnete schnell den Brief.

O, çabucak mektubu açtı.

Das Baby öffnete seinen Mund.

Bebek ağzını açtı.

Tom öffnete alle drei Briefe.

Tom üç mektubun hepsini açtı.

Tom öffnete ihr die Tür.

Tom onun için kapıyı açtı.

Er öffnete ihr die Tür.

O onun için kapıyı açtı.

Ich öffnete all meine Koffer.

Bütün bavullarımı açtım.

Langsam öffnete Tom die Tür.

Tom yavaşça kapıyı açtı.

Tom öffnete schnell die Tür.

Tom hızla kapıyı açtı.

Tom öffnete geschwind den Brief.

Tom mektubu çabucak açtı.

Tom öffnete Maria die Tür.

Tom, Mary için kapıyı açtı.

Tom öffnete Maria die Autotür.

Tom, Mary için araba kapısını açtı.

Tom öffnete mir die Tür.

Tom benim için kapıyı açtı.

- Ich setzte mich und öffnete mein Notebook.
- Ich setzte mich und öffnete meinen Klapprechner.

Oturdum ve bilgisayarımı açtım.

Dann öffnete sie endlich den Mund.

Sonra, nihayet, o, ağzını açtı.

Er öffnete den Reißverschluss seiner Hose.

Pantolonunun fermuarını açtı.

Tom öffnete den Reißverschluss seiner Hose.

Tom pantolonunun fermuarını açtı.

Tom öffnete die Tür des Konferenzsaales.

Tom konferans odası kapısını açtı.

Tom öffnete das Auto, um einzusteigen.

Tom binmek için arabanın kapısını açtı.

Tom öffnete das Fenster einen Spaltbreit.

Tom pencereyi birazcık araladı.

Das kleine Mädchen öffnete das Fenster.

Küçük kız pencereyi açtı.

Meine Mutter öffnete vorsichtig die Tür.

Annem kapağı dikkatlice açtı.

Tom öffnete dem Hund die Tür.

Tom köpek için kapıyı açtı.

Ich ging zur Tür und öffnete.

Kapıya yürüdüm ve onu açtım.

- Es war warm; darum öffnete ich das Fenster.
- Weil es warm war, öffnete ich das Fenster.

Hava sıcaktı, bu yüzden pencereyi açtım.

Die Aufnahme dieses Fotos öffnete mein Bewusstsein.

Bu fotoğrafı yaratmak bilincimi açtı.

Mit klopfendem Herzen öffnete sie die Tür.

Kalp çarpıntısıyla, o kapıyı açtı

Der Mann öffnete und verschränkte seine Arme.

Adam kollarını bağlıyordu ve açıyordu.

Ich hörte, wie sich die Tür öffnete.

Ben kapının açıldığını duydum.

Tom öffnete die Tür und trat ein.

Tom kapıyı açtı ve içeri girdi.

Tom öffnete die Schachtel und blickte hinein.

Tom kutuyu açtı ve içine baktı.

Tom öffnete die Wohnungstür und ging hinein.

Tom daire kapısını açtı ve içeri girdi.

Tom öffnete die Augen und sah Maria.

Tom gözlerini açtı ve Mary'yi gördü.

Ich klopfte, aber niemand öffnete die Tür.

Kapıyı çaldım ama hiç kimse kapıyı açmadı.

Das Mädchen öffnete sein Geburtstagsgeschenk und lächelte.

Kız doğum günü hediyesini açtı ve gülümsedi.

Tom nahm Marias Schmuckkästchen und öffnete es.

Tom Mary'nin mücevher kutusunu aldı ve onu açtı.

Er öffnete die Muscheln mit dem Messer.

O, midyeleri bir bıçakla açtı.

Tom öffnete seinen Kühlschrank und sah hinein.

Tom buzdolabını açtı ve içine baktı.

Tom öffnete die Tür und ging hinein.

Tom kapıyı açtı ve içeri yürüdü.

Als ich die Vorhänge öffnete, schneite es.

Perdeyi açtığımda kar yağıyordu.

Ich setzte mich und öffnete meinen Klapprechner.

Oturdum ve bilgisayarımı açtım.

Seine Frau öffnete die Tür für ihn.

Karısı onun için kapıyı açtı.

Tom hörte, wie sich die Türe öffnete.

Tom'un kapıyı açtığını duydum.

- Ein Mädchen öffnete die Tür, als ich anklopfte.
- Ein Mädchen öffnete auf mein Klopfen hin die Tür.

Bir kız kapıyı çalmama cevap vermede kapıyı açtı.