Examples of using "Mannschaft" in a sentence and their turkish translations:
Takımımız kazanıyor.
Takımımızın kazanacağını düşünüyor musun?
- Hangi takım kazanır?
- Hangi takım kazanacak?
Takımı kim eğitiyor?
Takımımız kaybetti.
Takımımız kazanabilir.
Takımımız kazanabilir.
Ekip tamdı.
Bizim takım bütün oyunları kaybetti
Ekibimiz kırmızı gömlekler giyiyordu.
O takımdadır.
Ken'in takımının kazanması muhtemeldir.
- Hangi takımdasın?
- Hangi takımdasınız?
Hangi takım bizim?
Hangi takım için oynuyorsun?
Portekiz'in çok iyi bir takımı var.
Tom takımda.
Bizim takıma hakaret etti.
Takımımız hâlâ yenilmez.
- Ekip yine berbat.
- Takım zaten bok.
Ekibimiz şaşırtıcı.
Onlar aynı takımdalar.
Tom senin takımında mıydı?
Tom'un takım arkadaşlarından biriyim.
Senin takım bizimkinden daha güçlü.
Takımımız ilk oyunu kaybetti.
Hangi takım oyunu kazanacak?
Tankerin küçük bir ekibi var.
Seni ekiple tanıştıracağım.
George bizim takımın kaptanı.
Tom takımdan atıldı.
Ekipte olmaktan memnunum.
Ben ekibin bir üyesiyim.
Sizler aynı takımda mı oynuyorsunuz?
O, takımdan atıldı.
Bizim takım oyunu kazandı.
O takımın güçlü oyunculardan başka bir şeyi yok.
O takım her zaman alt sıralarda.
Bu takımın daha yetenekli oyunculara ihtiyacı var.
- Gelmiş geçmiş en iyi takım bizimkisi.
- Biz şimdiye kadar en iyi takıma sahibiz.
Tom John'u takımdan attı.
Maçı hangi takım kazandı?
O, takımın kaptanı seçildi.
Ekip küçük gruplara ayrıldı.
Takımımız çok iyi yaptı.
Takımım her zaman kaybediyor.
Tom Mary'nin takımında olmasını istiyor.
Bizim takım 3-1 kazandı.
Amerikan takımında beş tane Alman-Amerikalı vardır.
Sizin takım bizimkinden daha iyi.
Takım, kaptanlarının görüşünü paylaşıyor.
Tom ve Mary aynı takımdalar.
Tom üniversite takımında oynadı.
Tom ve takımı hazır.
Tom'u bizim takımda istemiyoruz.
Tom takımı adına üç gole imza attı.
O, takımdaki herhangi bir oyuncudan daha iyidir.
Kaptan, gemi ve mürettebatını kontrol eder.
Ekip maçtan önce oldukça gergindi.
Gerçekten Tom'u takımında ister misin?
Tom ve onun erkek kardeşi aynı takımda oynuyor.
Tom hariç bütün mürettebat terk etti.
Tom takımımızda en iyi oyuncu.
Bizim takımda en iyi oyuncudur.
Henry'yi ekibimizin kaptanı seçtik.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
Uyuşturucu kullandığından ekipten atıldı.
Bence takımımızın kazanacağı kesin.
Tom onun takımı kazandığında çok mutluydu.
Hem Tom hem de ben aynı takımdayız.
Kaptan emir verdiğinde, mürettebat uymalıdır.
Tom'un takımı ligdeki takımların en kötüsüdür.
Her takımın sahada 11 oyuncusu var.
Tom takıma girmedi.
Hayal kırıklığına uğradık, takımımız maçı kaybetti.
Tom takımının oyunu kazanacağını hissediyor.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
Japon takımı bu yarışma için altın madalya kazandı.
Öteki takım bizi hafife aldı.
"Tom bizim takımda mı?" "Hayır, o öteki takımda."
Hem Tom hem de John takımdan atıldılar.
Sizin takımınız çok iyi fakat onlarınki en iyi.
Diğer takımın gerçekten bazı iyi oyuncuları var.
Hangi takım büyük ihtimalle şampiyonluğu kazanacak?
25 denizciden oluşmuş mürettebatı olan bir gemiydi.
Koç oyun başlamadan önce takımına moral verici bir konuşma yaptı.
Tom sahada takım antrenmanını izledi.
Bir kaptan, gemisinden ve ekibinden yükümlüdür.
Alman takımı kaybetti ve şimdi ben üzgünüm.
Tom takıma katılmak için çok pratik yaptı.
Zamanında vuruş olmasaydı, bizim takım oyunu kaybetmiş olurdu.
Bizim takımın kazanması ya da kazanmaması umurumda değil.
- A takımı, B takımına karşı oyunu kazandı.
- A takımı, B takımına karşı maçı kazandı.