Examples of using "Frag" in a sentence and their turkish translations:
Tom'a sor.
Bana sorma. Tom'a sor.
Sorma.
Birine sor.
Onlara sor.
Babana sor!
Tom'a sor.
Alex'e sorun.
Polise sor.
Onun yerine Tom'a sor.
Yarın bana sor.
- İlerleyin ve Tom'a sorun.
- Devam et ve Tom'a sor.
Onun hakkında Tom'a sor.
Tom'a sor.
Tom'a bir şey sor.
Bana sormayın.
Sor!
- Nedenini bana sormayın.
- Bana nedenini sorma.
Ondan tavsiye iste.
Lütfen bana sorma.
Git ve Tom'a soruver.
Tom'a tekrar sor.
Tom'a kendin sor.
Bana onu sorma.
Lütfen Tom'a sorma.
Hayatın size verdiği şeyi sormayın, ne verdiğinizi sorun.
Ona ne zaman döneceğini sor.
Bana sürekli soru sorup durma!
Tom'a nerede olduğunu sor.
Tom'a Mary'nin nasıl olduğunu sor.
Ona isminin ne olduğunu sor.
Mary'nin nerede olduğunu Tom'a sor.
Bana tekrar sorma.
- Bunu bana sorma şimdi.
- Bunu bana sormayın şimdi.
Sakın ha bunu ona sormayın.
Sakın bunu ona sorayım deme.
Döndüğü zaman ona sor.
Lütfen onu bana sormayın.
- Tom'a nerede yaşadığını sor.
- Sor bakalım, Tom nerede oturuyormuş.
Mary'nin nerede yaşadığını Tom'a sor.
Ne istersen sor.
Neden onu sadece kendin sormuyorsun?
Lütfen başka birine sor.
Japonca konuşabilip konuşamadığını ona sor.
Ne aldığını ona sor.
Ona ne yaptığını sor.
Polise sor.
Ne bilmek istediğini bana sor.
Fransızca konuşabilip konuşamadığını Tom'a sor.
Ne sormak istersen sor.
Bana hayatın nasıl gittiğini sormayın.
Onun Fransızca konuşup konuşmadığını Tom'a sor.
Polise yolu sor.
Oradaki polis karakoluna sor.
Niye diye sorma, sadece yap.
Ona hâlâ Tokyo'da yaşayıp yaşamadıklarını sor.
Ona istasyona giden yolu sor.
Tom'a sor.
Çevrene sor.
- Üzümü ye bağını sorma.
- Beni yalan söylemek zorunda bırakma.
- Yalan söylenmesini istemiyorsan fazla kurcalamayacaksın.
Tom'a ne için ipe ihtiyacı olduğunu sor.
Bir uzmana sor.
Ne istersen sor.
Tom'a Boston hakkında ne düşündüğünü sor.
Bu akşam dışarı çıkıp çıkmayacağını Trang'e sor.
Ona arabasını nereye park ettiğini sor.
Niçin Tom'a sormaya gitmiyorsun?
Tom'a kız kardeşinin adının ne olduğunu sor.
- Tom'a, yarı zamanlı çalışmak isteyip istemediğini sor.
- Tom'a, yarı zamanlı çalışmak isteyip istemediğini sorun.
Babana sormaya git.
Neden Tom'a sormuyorsun? O her şeyi biliyor gibi görünüyor.
Bu konuda ona sorun.
- Neden ona sormuyorsun?
- Ona sorsana.
Neden ona sormuyorsun?
Neden Tom'a bisikletini ödünç alabilip alamayacağını sormuyorsun?
Ona kotundaki deliği dikip dikmeyeceğini sor.
Postaneye gidip yeni posta kodumuzun ne olduğunu sorun.
Ona adını sor.
Ona isminin ne olduğunu sor.
Lütfen tekrar sorma. Sana söylemeyeceğim.
Tom'a bugün Mary'nin bizimle öğle yemeği yeyip yemeyeceğini sor.
Lütfen başka birine sor.
Ben adres soracağım.
Eğer Tom'a rastlarsan ona Mary'nin hastaneden ne zaman çıkacağını sor.
"Aşk kimseyi öldürmedi." "Gerçekten mi? Romeo ve Juliet'e sor."
- Bu soruyu çözemiyorsanız; öğretmeninize sorun.
- Bu soruyu çözemiyorsan; öğretmenine sor.
Giysilerimden bazılarını ödünç almak istiyorsam, önce iste.
Daha sonra tekrar sor.
Sebebini kendin sor.
Sakın bunu onlara sormaya kalkışmayın.