Examples of using "Standen" in a sentence and their turkish translations:
Onlar ayakta durdu.
Herkes durdu.
Orada durdular.
Birçok kişi sırada bekliyordu.
Bütün pencereler açıktı.
Onlar satılıktı.
Pencereler açıktı.
- Tepede durdular.
- Tepenin üstünde durdu.
Barda duran üç kadın vardı.
Masanın üstünde hiç bardak var mıydı?
İki ev yan yana durur.
Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.
Onlar bir sırada duruyorlardı.
- Duştaydılar.
- Duştalardı.
Kiraz ağaçları çiçeklenmişti.
Çok sayıda ev yandı.
Onların hepsi aynı zamanda ayağa kalktı.
Biz kapıda durup bekledik.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
Tom ve Mary birbirlerine yakın duruyorlardı.
Ağaçlar bir sıra halindeydi.
Hiç müsait taksi yoktu.
Avcılar şafaktan önce kalktılar.
Balıkçı adam şafaktan önce kalktı.
Ama ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya.
Tom ve Mary çok yakınlardı.
Masada üç boş şarap şişesi vardı.
Tom ve Mary birbirine çok yakın duruyordu.
Bir grup erkek kulübenin önünde duruyor.
Hepimiz ayakta durduk.
kendi hayatının merkezinde olan insanları oynamak istiyordum.
İnsanlar ayağa kalktı ve şarkı söylemeye başladı.
Arkadaşlarım dava sırasında yanımda durdu.
Ben hariç herkes küçük bir arkadaş grubundaydı.
Damada benim kadar yakın bile değillerdi...
Başkalarının hayatının arka planında duran kartonumsu figürleri değil.
Misafirlerimizi karşılamak için kapıda durduk.
Tom ve Mary birbirlerine baktılar ve ayağa kalktılar.
Kralın emrinde on beş bin atlısı vardı.
Güneşin doğuşunu görmek için erken kalktım.
Ancak olasılıklar Kral Olaf ve adamlarına karşı yığılmıştı.
Biz konsere bilet almak için sıraya girdik.
Biz şafak vakti kalktık.
Ne kadar yakındınız?
İki düşman yüz yüzeydi.
Savaştan sonra, Jomsviking mahkumları idam için sıraya alındı.
Yani zırhları olmayan bir zırhlı kuvvetle karşı karşıyaydılar.
Bir trafik sıkışıklığından kaçınmak için şafak vakti kalktık.
Tom ve Mary kapının hemen dışında duruyorlardı, birbirlerine fısıldıyorlardı.
Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.
Mareşal Bernadotte'nin Birinci Kolordusu'ndan hiçbir destek belirtisi olmayan
Erken kalktık ve evimizi temizlemeye başladık.
Tom köşede duran üç polisin önünden yürüyerek geçti.
Pencereler açıktı.
Eylau'daki acımasız kış savaşında askerleri hattın merkezini tuttu.
Ölümle yüz yüze kaldık.
Biz sabah saat dörtte kalktık.
Metro o kadar doluydu ki metrekare başına yaklaşık beş kişi vardı.
Hayalet görünce öyle korktum ki tüylerim diken diken oldu.
Çevre kirliğine karşı olan kampanyada öğrenciler başı çekiyordu.
Tom ve Mary sisin yağışını izlerken el ele tutuştular.