Examples of using "Erwarten" in a sentence and their turkish translations:
Kimi bekliyorsun?
Başarıyı seziyoruz.
Onlar seni bekliyorlar.
Onların her ikisi de bebek bekliyorlar.
Bunun olmasını umuyoruz.
Yarın beni bekleyebilirsin.
Bu akşam misafir bekliyoruz.
İyi sonuçlar bekliyoruz.
Biz bir değişim bekliyoruz.
İnsanlar çok fazla beklerler.
Ne beklemeliyiz?
- Beklenen bir durum.
- Böyle olması normal.
Bu beklenilebilir.
Emirlerimi bekleyin.
Biz bir bebek bekliyoruz.
Tom bunu bekliyor olacak.
Biz ondan çok şey bekliyoruz.
Çok kişinin katılmasını beklemiyorduk.
- Sabırsızlanıyorum.
- Bekleyemem.
Yalnızlık ve ölüm onu beklemektedir.
Başka ne bekleyebiliriz?
Kimse bunu bekleyemezdi.
Başka ne bekleyebilirsiniz ki?
İnsanlar gün batımını bekliyorlar.
Tüm bekleyebileceğin bu.
Tom ve Mary seni bekliyorlar.
Tom'un yakında gelmesini umuyoruz.
Tom bir şey bekliyor gibi görünüyor.
Tom seninle tanışmak için sabırsızlanıyor.
Bu yıl iyi bir hasat bekliyoruz.
Bekleyen yırtıcı kuşlara da.
- kahramanların yapmasını beklediğiniz şey bu.
Ailemize bir katılım bekliyoruz.
Ben parti için sabırsızlanıyorum.
Yaz tatilini güçlükle bekleyebilir.
- Tom bir an önce başlamak istiyor.
- Tom başlamak için sabırsızlanıyor.
- Yaza kadar bekleyemem.
- Yaza kadar bekleyemiyorum.
Gerçekten kazanmayı bekleyemezsin.
Sadece bekleyemem.
Biz görmeyi umduğumuz şeyi görürürüz.
Müdürler çalışanlardan doğruluk,verimlilik ve adanmışlık bekler.
Biz kitabının yayınlanmasını bekliyoruz.
Yardımını beklemiyoruz.
Tom ne bekleyeceğini biliyor.
Tom ve Mary bir bebek bekliyorlar.
Sanatçının sıkıntı çeken bir sanatçı olması beklentisindeyiz.
Acaba arkeolojik kazılar yapmak için neyi bekliyor olabliliriz ki?
Ondan çok şey bekleyemezsin.
Öğrenciler yaz tatilini iple çekiyorlar.
Onun bize yardımcı olacağını umuyoruz.
- Ondan daha fazlasını bekleyemezsin.
- Ondan daha fazla bekleyemezsin.
Ebeveynleri ondan çok şey bekliyorlar.
Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- Onunla tanışmak için bekleyemem.
- Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- Seni bir daha görmeyi bekleyemem.
- Seni tekrar görmek için sabırsızlanıyorum.
Tom'la tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Bu Tom'un yapacağı türden bir şey gibi duruyor.
Yarın onda onu bekleriz.
Tom'un yakında burada olmasını umuyoruz.
Tom Mary'nin yardımını bekliyor gibi görünüyor.
Buradan çıkmak için sabırsızlanıyorum.
Bu bekleniyordu.
Bugün yağmur yağacağını umuyoruz.
Tom Mary ile karşılamak için can atıyordu.
Seni odamda bekleyeceğim.
Ben hepinizle tanışmak için sabırsızlanıyorum.
Benim her şey için ödeme yapmamı bekleyemezsiniz.
Ama bir sorun var. Cooper atmacaları geleceklerini biliyor.
televizyonda yoğun bir şekilde yayınlanmasını beklemeyin sakın
Biz onun başarılı olmasını bekliyoruz.
Tom her zaman diğerlerinin beklediği şeyi yapmaz.
Bu yıl iyi bir hasat bekliyoruz.
Tom'dan fazla sempati bekleyemezsiniz.
Gerçekten Tom'un değişmesini bekleyemezsin.
Biri okullardan her şeyi bekleyemez.
- Orada olmak için bekleyemiyor.
- Orada olmak için sabırsızlanıyor.
Ancak bilim adamları bu sayının artmasını bekliyor.
Biz bu yıl çok soğuk bir kış bekliyoruz.
Algılamayı umduğumuzu algılama eğilimindeyiz.
18 yaşına girmek için sabırsızlanıyorum.
Benim oraya gelmemi bekleyemezsin.
Onu görmek için sabırsızlanıyordum.
Tom'un bir gecede iyileşmesini bekleyemezsin.
Ailem benim üniversiteye girmemi umuyor.
Beklentilere rağmen askerlik tarzının Portekiz'in Prens Regent'ini kazandığı
Annemi görmek için can atıyorum.
Haberi duymak için güçlükle bekleyebildi.
Birini bekliyor musun?
Okulun başlamasını bekleyemem.
Tom'un düşüncesini değiştirmesini gerçekten bekleyemezsin.
Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.
- Tom eve gitmeyi bekleyemedi.
- Tom ev almak için sabırsızlanıyordu.
Onu görmek için sabırsızlanıyordum.
Onu görmek için sabırsızlanıyordum.
Tom yeni işine başlamak için bekleyemedi.
Bekleyemedim.