Examples of using "Braunen" in a sentence and their turkish translations:
Beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi tercih edersiniz?
Hangisini tercih edersin, beyaz pirinci mi yoksa kahverengi pirinci mi?
Bu kahverengi kravatı alacaktım.
Kahverengi ayakkabılı çocuğu gördüm.
Bu şapka kahverengi elbise ile uyar.
O, arkadaş canlısı kahverengi gözlerle bana gülümsedi.
Kahverengi montlu kadın kim?
Kahverengi ceketli o kadın kim?
- Tom ve Mary her ikisi de kahverengi şapka giyiyorlar.
- Hem Tom hem de Mary kahverengi şapka giyiyorlar.
Tom kahverengi bir torbadan bir sandviç çıkardı.
Mary'nin kahverengi bir palto ve uzun bronz renkli çizmeler var.
Beyaz pirinç yemeği kahverengi pirinçten daha çok seviyorum.