Examples of using "Bekommt" in a sentence and their turkish translations:
Tom birini almıyor.
Tom iyi maaş alıyor.
Bir şeyi asla bedava alamazsın.
Onun gözü yemiyor.
Mary'nin bir bebeği olacak.
Tom kel oluyor.
Tom korkuyor.
Tom çok yardım alır.
Pork benimle aynı fikirde değil.
Babam kelleşiyor.
tıbbi yardım alana dek
...ama sürpriz bir ziyaretçisi var.
Güzel bir maaş alıyor.
Babam kelleşiyor.
O, yüksek bir maaş alır.
- Mary bir bebek daha doğuracak.
- Mary bir bebek sahibi daha olacak.
Herkes hak ettiğini alır.
Karım bir çocuk doğuruyor.
O yüksek bir maaş alır.
O yüksek bir maaş alır.
Tom yüksek bir maaş alır.
İstediğini elde eden, başarılıdır. Elde ettiğini seven, mutludur.
Sineğe nektar hediye ediliyor.
Temmuzda doğuracak.
En iyi halde ortalama bir not alacak.
Buradaki iklim bana iyi gelmiyor.
Tom Fransızcada iyi notlar alır.
Tom'un bunu alacağından emin ol.
Tom muhtemelen pek fazla ziyaretçi almaz.
Bu oda biraz güneş ışığı alıyor.
Bu oda fazla güneş almaz.
Bu oda fazla güneş ışığı almıyor.
Onun cildi kolayca yanar.
Tom'a yılda üç kez ikramiye verilir.
Tom'un başka şansı olmayabilir.
Tom'un giderek artan sayıda gri saçları var.
Tom günde 50'den fazla e-posta alır.
böyle 1.000 kareniz olur.
Onlar beş para etmezler.
Bu ilacı reçetesiz satın alamazsınız.
- Kız kardeşimin haziran ayında bir bebeği olacak.
- Kız kardeşim haziranda bir bebek doğuracak.
- Kız kardeşim haziranda bir çocuk sahibi olacak.
En taze ekmeği nereden alabilirsin?
Genç çiftler kaç tane hediye alabilir?
Tom arkadaşlarından çok yardım alır.
Bu oda çok fazla güneş ışığı almaz.
Bu oda çok güneş almaz.
Kuzenim gelecek ay bir çocuk sahibi oluyor.
Tom kesinlikle benim oyumu almayacak.
Tom yüzüğünü parmağından çıkaramıyor.
Mary ikinci çocuğuna hamile.
Mary her 3 ayda bir Botox enjeksiyonları alır.
Tom'un senin mesajını aldığından emin olacağım.
"Nasıl yemek buluyor?" diye endişeleniyorum.
O kelleşiyor.
- Kimse babasının hayrına bir şey yapmaz.
- Her şeyin bir karşılığı vardır.
- Her şeyin bir bedeli vardır.
Nereden ithal peynir alacağımı bilmiyorum.
Kazanan ne alıyor?
O bir dalkavuk olduğu için her şeyi alır.
Mary genellikle ne isterse alır.
meşguliyetinizle daha az başa çıkabilmeniz.
Kanınıza girdikten sonra enfeksiyon kaparsınız
aynı zamanda o görüntüleri kim alır bilmiyorum ama?
Allah seni sağlıklı yapar ve doktor paranı alır.
Pazar günleri ve remi tatil günlerinde Tom'a çift gündelik verilir.
Kes bağırmayı! Başımı ağrıtıyorsun.
Bu kumaş kolay yırtılır.
Acıkmaya başladığınızda kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.
Tom Mary'yi her aradığında bir meşgul sinyali alıyor.
Faydalı yeteneklerin yoksa bir iş alamazsın.
Mary daha güzeldir ve Alice'ten daha iyi notlar alır.
Neden bir tane almıyorsun?
Acıkmaya başladığınızda kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.
Dedektiflik gibi. Tüm ipuçlarını yavaşça topluyorsun.
Tom işi almazsa, ben size söylerim.
O, her zaman kendi yolundan gider.
Eğer kendinize saygınız varsa, o zaman başkalarından saygı alacaksınız.
Bu oda bol güneş ışığı alır.
Bu durumdayken yapılacak ilk şey, panik hissiyle mücadele etmektir.
Acıkmaya başladığınızda, kendinizi güçsüz hissetmek nasıldır bilirsiniz.
Sorun şu ki daha az oksijen almaya başladığıızda, zihniniz sizinle oyunlar oynamaya başlar.
Ya içeriden bilgi alıyor ya da dedikleri doğru gelecekten geliyor
normal bir şekilde yaralanan insanın yarasının
Harcanmış zamanı geri alamazsın.
- Tom'un Boston'daki işi alıp almayacağına hala karar verilmedi.
- Tom'un Boston'daki işi alıp almayacağı henüz kararlaştırılmadı.
Paranı alacaksın.
Onun ne zaman sinir krizi geçireceğini hiçbir zaman önceden kestiremezsin.
Bu adamın almayı umduğu işi alması doğru mu?
Önümüzdeki ay onun bir bebeği olacak.
Köpeğinizin parkta serbest dolaşmasına izin verirseniz, para cezası alırsınız.
Belirli bir kelimeyi içeren cümleleri arayabilirsiniz ve bu cümleler için çeviriler alabilirsiniz.
3. aday oy almıyor. Toplamda yedi oy da burada verildi.
- O iyi bir aylık kazanıyor.
- Güzel bir maaş alıyor.
Tom, kalp krizi geçirmesini umduğum en son kişidir.
Trabzon hurmaları son derece besleyicidir ve harika bir lezzeti vardır, ama bazen ekşi bir tane alırsın.
Doğru soruyu sormazsan doğru yanıtı alamazsın.
Ya yaşam boyu bir dost ya hayat boyu bir ders.
Bu ilacı reçetesiz satın alamazsın.