Examples of using "Kalte" in a sentence and their turkish translations:
Onun gözü yemiyor.
- Soğuk kış günlerinden nefret ederim.
- Soğuk kış günlerinden nefret ediyorum.
Ayakların üşüyor mu?
Tom korkuyor.
Tom soğuk suya atladı.
Ayaklarım hep soğuk.
Tom soğuk pizza bile seviyor.
Bazı çok soğuk kışlar yaşadık.
Çocuklara soğuk süt vermeyin!
Soğuk hava üç hafta devam etti.
Ellerin soğuk.
Soğuk iklim onun sağlığını etkiledi.
O, bana her zaman soğuk davranır.
Bu soğuk hava ne kadar sürecek.
Yüzüne soğuk rüzgar esti.
Mars'ta sıcaklık çok çok soğuk olabilir.
Bu soğuk havaya alışkınım.
Tom kahvaltıda soğuk pizza yemekten hoşlanır.
Uzayda, bütün savaşçılar soğuk savaşçılardır.
Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.
Soğuk hava yaprakları kızıllaştırdı.
Zengin arkadaş ona soğuk davrandı.
Soğuk Savaş İkinci Dünya Savaşından sonra başladı.
Soğuk ve nemli günler sağlığın için kötüdür.
- Ben soğuk havaya alışkınım.
- Ben soğuk havaya alışığım.
Soğuk havanın hafta sonuna kadar sürmesi bekleniyor.
Tokyo'da soğuk mevsim kasım ortasında başlar.
Sanki soğuk bir el bana dokunuyormuş gibi hissettim.
Bu soğuk hava haziran için olağan değil.
Soğuk hava patlaması evi sardı.
Soğuk Savaş aynı zamanda Orta Doğuyu da etkiledi.
Bu soğuk havaya çabuk alışırsınız.
Soğuk savaş, SSCB'nin çöküşü ile birlikte sona erdi.
Yazın soğuk karpuz gibi bir şey yok.
Gazpacho İspanya'dan bir soğuk domates ve sebze çorbasıdır.
Buradan soğuk hava geldiğini hissedebiliyorum.
Damat düğünden dakikalar önce tereddütlü idi.
Soğuk bir duş yap ve sonra sıcak bir çay iç!
Geceleri soğuk havanın alçalacağı bir yer vardır.
Bu soğuk havanın ne kadar süreceğini merak ediyorum.
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
Şimdi soğuk, ıslak ve tehlikeli araziye geri dönme zamanım geldi.
Humboldt akıntısı Güney Amerika'nın batı kıyısı boyunca kuzeye doğru akan soğuk bir okyanus akıntısıdır.
Kısa sürede kendini soğuk havaya alıştırdı.
İyi yaşlı adam atı ile buzu kırdı ve soğuk suya düştü.