Examples of using "Begleiten" in a sentence and their turkish translations:
Bana eşlik eder misin?
Bize eşlik etmek için buyurun.
Neden benimle gelmek istiyorsun?
- Bizimle birlikte gelmeliydin.
- Bizimle gelmeliydin.
Seninle gelmek istiyorum.
o ölüye eşlik ederler
Seninle gitmeme izin vermelisin.
Tom benimle geliyor.
Sana eşlik edeceğim.
- Ben sizinle birlikte gitmek istiyorum.
- Seninle beraber gitmek istiyorum.
- Ben seninle gitmek istiyorum.
Kim benimle birlikte gelmek ister?
Size havaalanına kadar eşlik edebilir miyim?
O bizimle gelemez.
Onunla gitmeliydim.
Havaalanına kadar size eşlik edeceğim.
Sana istasyona giden yolu göstereceğim.
O, bana piyanoda eşlik edecek.
Eve kadar size eşlik edebilir miyim?
Bizimle gelmiyor musun, Tom?
Onlar çocukların okula gitmesi için eşlik ediyor.
Tom ve Mary benimle gidecek.
Tom'un benimle gelmesini istedim.
Seni eve bırakacağım.
Tom benimle gelmekte ısrar ediyor.
"Benimle gitmek ister misin?" "Kesinlikle!"
- Seninle gelmeliyim.
- Seninle gitmeliyim.
Onunla gitmem için yalvardı.
- Seni eve bırakmama izin ver lütfen.
- Lütfen size eve kadar eşlik etmeme izin verin.
Yürüyüşünüzde size eşlik edebilir miyim.
Bana refakat etmesi tembihlendi.
Kapıya kadar onunla ilgilenmene gerek yoktu.
Tom'un benimle birlikte Boston'a gitmesini istedim.
Sana eve kadar eşlik etmeme izin verir misin?
Tom'a bizimle gidemeyeceğini kim söyleyecek?
Tom, Mary'den Boston'a onunla beraber gitmesini rica etti.
- Pastaneye gidiyorum. Benimle gelmek istiyor musun?
- Ben pastaneye gidiyorum. Benimle gelmek ister misin?
Bizimle gelebilseydin mutlu olurdum.
Ben seninle birlikte gelemem.
Tom bana eve kadar eşlik edebilip edemeyeceğini sordu.
Sana refakat edemem. Ben hâlâ burada gerekliyim.
Seninle gidemem. Bir randevum var.
Mary artık onu asla görmemeye karar verdi.
Tom benimle gelecek.
İstasyona kadar bana eşlik edecek kadar nazikti.
Tom'a bizimle gitmek isteyip istemediğini sormama izin ver.
Seninle gitmemizi istemediğinden emin misin?
Senin bizimle geleceğine kesin gözüyle baktım.
Bize katılacağına kesin gözüyle bakıyorduk.
Üzgünüm fakat seninle gidemem.
Tom onunla Boston'a gitmesi için Mary'yi nasıl ikna etti?
Seni her yerde takip edeceğim.
Seni eve götüreyim.
Tom Mary'nin yarın onunla birlikte gidip gitmeyeceğini bilmiyor.
Sanırım sana katılabilirim ama henüz karar vermedim.
Keşke bizimle gelebilsen.
Seninle gidemem.
Keşke Tom'un bizimle gitmesine izin versen.
Tom'la gitmeni istiyorum.
Sonra mahallenin muhtarı, davetsiz misafirleri bölgesinden çıkarmaya karar verdi ve kovalama başladı.
- Beni kapıya kadar geçirmene gerek yok.
- Beni kapıya kadar uğurlamaya zahmet etmeyin.
Tom'a benimle Boston'a gitmek isteyip istemediğini sordum.
Bana eşlik etmeni istiyorum.