Translation of "Aufgehen" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Aufgehen" in a sentence and their turkish translations:

- Die Sonne wird bald aufgehen.
- Bald wird die Sonne aufgehen.

Güneş yakında doğacak.

Die Fahrstuhltüren wollten nicht aufgehen.

Asansör kapıları açılmadı.

Dein Plan wird nicht aufgehen.

- Planınız işe yaramayacak.
- Planın işe yaramayacak.

Toms Plan wird nicht aufgehen.

Tom'un planı işe yaramaz.

Die Tür will nicht aufgehen.

Bu kapı açılmaz.

Diese Tür will nicht aufgehen.

Bu kapı açılmaz.

Wird dieser Plan auch bestimmt aufgehen?

Bu planın işe yarayacağından emin misin?

Bald wird die Sonne monatelang nicht mehr aufgehen.

Yakında güneş aylarca yükselmeyecek.

Ich dachte, ich hätte die Tür aufgehen hören.

Kapının açıldığını duyduğumu düşündüm.

- Diese Tür lässt sich nicht öffnen.
- Diese Tür will nicht aufgehen.

O kapı açılmaz.

Ich denke, ich hätte die Tür aufgehen hören, wenn Tom hereingekommen wäre.

Sanırım Tom içeri girseydi kapının açıldığını duyardım.