Examples of using "ältesten" in a sentence and their turkish translations:
en eski ayakta kalan yapılardan da bir tanesi
oysaki Türk en eski ırklardan bir tanesi
Boston'daki en eski binalardan biri.
Ben sık sık ağabeyimle karşılaştırılırım.
Birleştirici teknolojinin en eski biçimlerinden biriydi.
Tom çok eski ve sık kullanılan bir hileye kandı.
Hammurabi kodu dünyanın en eski yasa kodlarından biridir.
Hammurabi kanunu dünyanın en eski yasal kanunlarından biridir.
Vatikan Kütüphanesi dünyadaki en eski kütüphanelerden biridir.
En büyük dişinin önderliğindeki sürü ufaklıkları yürümeye zorluyor.
Tom o kadar yaşlıydı ki, köydeki en yaşlılar bile onu yalnızca yaşlı bir adam olarak tanıyordu.
Tom öylesine yaşlıydı ki köydeki en yaşlı bile önceleri onu yaşlı bir adam olarak biliyordu.