Examples of using "Totalement" in a sentence and their turkish translations:
Tamamen dışlandım.
Tamamen şok oldum.
Tamamen Şaman adetidir
Ben sana tamamen inanıyorum.
O tamamen normal.
Tamamen faydasız.
Bu tamamen adil değil.
O tamamen sorumsuz.
Bu tamamen kabul edilemez.
Benimki tamamen farklı.
bu kesinlikle mümkün.
Hiç kıpırdamadan durarak...
Hiç beklenmedik bir durum.
O, benim için tamamen bir yabancıdır.
Tamamen unuttum.
Tamamen bitkinim.
Seninle bütünüyle aynı fikirdeyim.
Bambaşka bir dünyaya adım atıyorsun.
Bina tamamen yıkılmıştı.
O, tamamen aşağılanmış hissetti.
Bu sözlük hiç faydalı değil.
Sen bütünüyle hatalı değilsin.
Sen tamamen suçsuz değilsin.
O tamamen ona abayı yakmış.
Cevabınız tamamen yetersiz.
Burnu çok orijinal.
Bu sözleşme bütünüyle gülünç.
Tamamen katılmıyorum.
Benim ona tam inancım var.
Onun hakkında tamamen ikna olmadım.
Kesinlikle emin değilim.
Esperanto tamamen fonetik bir dildir.
Hipotezleri bana göre tamamen saçma.
Tamamen ailesine bağımlıdır.
Kişiliğini tamamen değiştirdi.
Fikirden tamamen vazgeçmedim.
- Bu tamamen işe yaramaz.
- Bu tamamen yararsız.
Onlarla tamamen aynı fikirdeyim.
Benim ruh halim tamamen havaya bağlıdır.
Bence bu tamamen saçma.
kendimizi tamamen bir şeye vermeyi
Tamamen yeni bir stratejiye ihtiyacımız var.
Senin tamamen haklı olduğunu düşünüyorum.
Latince tamamen bilmediğim bir dil değil ama bu dili konuşma yeteneğinden tamamen yoksunum.
Tamamen katılıyorum.
Konferans tam bir başarı değildi.
Hiç beklemediğim bir şeydi, bu yüzden çok şaşırmıştım.
Herkes durumun normal olduğuna karar kılmıştı.
Ve kim olmayı seçtiğin de her şey demektir.
Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.
Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir " zincir" denilir.
Mağaranın içi zifiri karanlık.
Hissettiğimiz acı hiç bir zaman tamamen unutulmayacak
Bu tam kontrollü olmadığın anlamına geliyor.''
Ben tamamen katılıyorum.
Debby'ye merhaba dedim fakat o beni bütünüyle görmezlikten geldi.
Ona tamamen güveniyorum.
Haklı olduğuna tamamen ikna olmadım.
Dişlerim tamamen sağlıklı ve sorunsuzdur.
Bugün tatil olduğunu tamamen unutmuşum ya.
Onun konuştuğum şey hakkında hiçbir fikri yoktu.
Öfken tamamen haklı.
Umarım Rusça cümlem tamamen anlaşılmaz değildir.
İş dışında dünya tamamıyla farklı bir yer olabilirdi.
işletmeden sonraki yirmi yıl içinde yapılacak . Herkesin cazip bulduğu ve
Ben, plana karşı taban tabana zıtım.
Benim fikrim seninkinden tamamen farklı.
Tamamen normal.
O tamamen deli.
- Seninle tamamen aynı fikirdeyim.
- Sana tamamen katılıyorum.
- Ben tamamen size katılıyorum.
- Ben tamamen sizinle aynı fikirdeyim.
Söylediğin tam bir saçma.
- Bu sözlük hiç faydalı değil.
- Bu sözlük tamamen yararsız.
Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.