Examples of using "Soulever" in a sentence and their turkish translations:
gözden kaçırdığımız başka bir gerçek var
Onu kaldıramam.
Bu taşı kaldırabilir misin?
Paketi kaldırmama yardım et.
İnanç dağları taşıyabilir.
Protesto etmeliyim.
Yoshio kutuyu kaldırmama yardım etti.
Vinç yirmi ton beton kaldırabilir.
aman aman herkes kaldırsın dendi
Bu taşı kaldıramam.
Piyanoyu tek başına kaldıramazsın.
Bu küçük kutuyu bile kaldıramıyorum.
Kutuyu kaldırmak için bütün gücüyle çabaladı.
Onlar buzdolabını kaldırmak için bana yardım ettiler.
Bu sıra, bizim onu havaya kaldırabileceğimizden ağır.
Bu taş benim kaldıramayacağım kadar çok ağır.
O, kutuyu kaldırmaya çalıştı fakat bunu yapmayı imkansız buldu.
Otuz kilogramı aşkın kutuları kaldıramam.
Bir mıknatıs bir seferde çok sayıda çiviyi toplayabilir ve tutabilir.
Yüce Allah sonradan kaldıramayacağı bir taş yaratabildi mi?
Gerçek erkekler aerobik yapmak için değil, ağırlık çalışmak için spor salonuna giderler.