Examples of using "Robes" in a sentence and their turkish translations:
O, mavi elbiseleri sever.
Kız kardeşiminkinden daha çok elbisem var.
Manuela'nın elbiseleri çok şık.
Linda her zaman mütevazı elbiseler giyerdi.
Birkaç elbiseye baktı ve en pahalı olanı seçti.
O Parlamento Bakanı kamu fonları ile karısının elbiselerini almakla suçlandı.