Translation of "Linda" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Linda" in a sentence and their turkish translations:

Linda va crier.

Linda bağıracak.

Linda tira la langue.

Linda, dilini dışarı çıkardı.

Linda adore le chocolat.

- Linda çikolata seviyor.
- Linda çikolataya bayılır.
- Linda çikolata sever.

Linda va chez elle.

Linda eve gidiyor.

Linda va te surveiller.

Linda seni gözleyecek.

Linda va le regretter.

Linda bundan pişman olacak.

Linda va être ici.

Linda burada olacak.

Andrew rencontre Linda à l'école.

Andrew Linda ile okulda görüşür.

Dan s'est battu avec Linda.

Dan, Linda ile mücadele ediyor.

Dan harcela Linda d'appels continus.

Dan sürekli aramalarla Linda'yı rahatsız etti.

Dan voulait aller avec Linda.

Dan, Linda ile gitmek istedi.

Dan menaçait de tuer Linda.

Dan Linda'yı öldürmekle tehdit etti.

Linda se leva pour chanter.

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

Tom est tombé amoureux de Linda.

Tom Linda'ya aşık oldu.

Dan et Linda ont des problèmes.

Dan ve Linda'nın başı dertte.

Linda était une mère très aimante.

Linda çok sevecen bir anneydi.

Dan accusa Linda d'être une transsexuelle.

Dan Linda'yı bir travesti olmakla suçladı.

Linda portait quelques bijoux sur elle.

Linda'nın üzerinde birkaç mücevher vardı.

Avec qui Linda s'est-elle enfuie?

Linda kimle kaçtı?

Dan et Linda se sont réconciliés.

Dan ve Linda yeniden uzlaştı.

Dan et Linda semblaient parfaits ensemble.

Dan ve Linda birlikte mükemmel görünüyordu.

Dan n'a même pas touché Linda.

Dan, Linda'ya dokunmadı bile.

Dan remarqua que Linda respirait encore.

Dan Linda'nın hâlâ nefes aldığını fark etti.

Non, Linda va prendre le bus.

Hayır, Linda otobüse binecek.

Linda peut danser aussi bien que Meg.

Linda Meg kadar iyi dans edebilir.

Dan est immédiatement tombé amoureux de Linda.

- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.

Dan a changé la vie de Linda.

Dan, Linda'nın hayatını değiştirdi.

Dan est le pire cauchemar de Linda.

Dan, Linda'nın en kötü kabusudur.

Dan a violé Linda à plusieurs reprises.

Dan defalarca Linda'ya tecavüz etti.

Dan étrangla Linda avec une taie d'oreiller.

Dan, Linda'yı yastık kılıfıyla boğdu.

Dan prépara un repas rapide pour Linda.

Dan, Linda için hızlıca bir yemek hazırladı.

Linda portait des robes modestes en permanence.

Linda her zaman mütevazı elbiseler giyerdi.

Dan laissa derrière lui Linda, sans argent.

Dan Linda'yı parasız bıraktı.

Dan menaçait de révéler l'identité de Linda.

Dan Linda'yı teşhirle tehdit etti.

Dan est prêt à tout pour Linda.

Dan, Linda için her şeyi yapar.

Linda est rentrée tard dans la nuit.

Linda gece eve geç geldi.

- Linda était une mère divorcée ayant eu cinq enfants.
- Linda était une divorcée, mère de cinq enfants.

Linda beş çocuklu boşanmış bir anneydi.

- Seul Dan peut nous dire comment Linda est morte.
- Seul Dan peut nous dire comment est morte Linda.

Sadece Dan bize Linda'nın nasıl öldüğünü söyleyebilir.

Dan et Linda vivaient dans un appartement délabré.

Dan ve Linda yıkık bir dairede yaşadı.

Linda dansait avec d'autres hommes pour provoquer Dan.

Linda Dan'ı kışkırtmak için başka adamlarla dans etti.

Dan a été touché par l'histoire de Linda.

Dan, Linda'nın hikayesinden duygulandı.

Dan n'éprouvait aucun remords pour avoir tué Linda.

Dan, Linda'nın öldürülmesi konusunda pişman değildi.

Dan demanda à Linda d'enlever tous ses vêtements.

Dan, Linda'nın tüm elbiselerini çıkarmasını istedi.

Dan invita Linda pour une raison très précise.

Dan Linda'yı çok özel bir neden için davet etti.

Dan a eu une relation houleuse avec Linda.

Dan'ın Linda ile duygusuz bir ilişkisi vardı.

Dan encouragea Linda à écrire à son père.

Dan babasına yazması için Linda'yı teşvik etti.

Dan a annoncé que lui et Linda divorçaient.

Dan, o ve Linda'nın boşanacağını duyurdu.

Dan a entamé une nouvelle amitié avec Linda.

Dan Linda ile yeni bir dostluğa başladı.

Dan a déclaré que Linda conduisait la voiture.

Dan Linda'nın araba sürdüğünü söyledi.

Dan a essayé de régler l'affaire avec Linda.

Dan Linda ile meseleyi halletmeye çalıştı.

Dan et Linda sont mariés depuis vingt ans.

Dan ve Linda yirmi yıldır evliydiler.

Dan et Linda sont amoureux depuis le collège.

Dan ve Linda lise sevgilileriydi.

Linda a déposé une demande de séparation légale.

Linda yasal ayrılık için dava açtı.

Dan donna à Linda de nombreuses occasions de s'expliquer.

Dan Linda'ya, açıklamak için sayısız şans verdi.

Linda a identifié Dan comme l'homme de son viol.

Linda, Dan'ı kendisine tecavüz eden adam olarak teşhis etti.

Cela fait un an que Linda s'est fait violer.

Linda tecavüze uğradığından beri bir yıl oldu.

Dan a eu une relation très tumultueuse avec Linda.

Dan'in Linda ile çok fırtınalı bir ilişkisi vardı.

Dan a confirmé le version des faits de Linda.

Dan, Linda'nın hikayesini doğruladı.

Dan invita Linda pour prendre un verre avec lui.

Dan, Linda'yı onunla bir içki içmeye davet etti.

Dan donna à Linda tout l'argent qu'il avait économisé.

Dan biriktirdiği tüm parayı Linda'ya verdi.

Dan a poignardé Linda plusieurs fois avec son couteau.

Dan bıçağı ile Linda'yı defalarca bıçakladı.

Dan a dit à Linda que leur relation était finie.

Dan, Linda'ya ilişkilerinin bittiğini söyledi.

Le détective Dan Anderson a vérifié les déclarations de Linda.

Dedektif Dan Anderson, Linda'nın ifadelerini doğruladı.

Dan a parlé à Linda au téléphone à maintes reprises.

Dan defalarca telefonda Linda'yla konuştu.

Dan a pris ses distances avec la famille de Linda.

Dan, Linda'nın ailesinden kendini uzak tuttu.

Le médecin a informé Dan de la mort de Linda.

Doktor Dan'a Linda'nın vefat ettiğini söyledi.

Dan a fait une dépression après que Linda l'a quitté.

Linda onu terk ettikten sonra Dan depresyona girdi.

Dan et Linda se sont mariés huit jours plus tard.

Dan ve Linda sekiz gün sonra evlendiler.

Dan ne voulut pas croire que Linda avait fait ça.

Dan, Linda'nın bunu yaptığına inanmak istemedi.

Dan n'a jamais eu l'intention d'abandonner Linda et ses enfants.

Dan, Linda ve çocuklarını yalnız bırakmayı tasarlamadı.

Dan a persuadé Linda de revenir avec lui vers Londres.

Dan Linda'yı onunla birlikte Londra'ya dönmesi için ikna etti.

Dan donna à Linda un couteau pour qu'elle se protège.

Dan kendini koruması için Linda'ya bir bıçak verdi.

Dan a écrit de nombreuses lettres à la mère de Linda.

Dan, Linda'nın annesine pek çok mektup yazdı.

Dan est passé en jugement pour l'assassinat de sa femme, Linda.

Dan karısı Linda'nın cinayeti için mahkemeye gitti.

Il n'y a jamais eu un conflit entre Dan et Linda.

Dan ve Linda arasında bir anlaşmazlık vardı.

Dan et Linda ont eu une discussion à propos de tensions raciales.

Dan ve Linda, ırksal gerilimler hakkında bir tartışma yaptı.

Dan a perdu son sang-froid, a insulté Linda et est parti.

Dan öfkesini kaybedip Linda'ya hakaret etti ve ayrıldı.

Linda est devenue la nounou à temps plein des enfants de Dan.

Linda, Dan'in çocuklarının tam zamanlı dadısı oldu.

Lorsque Linda a déclaré à Dan qu'elle était enceinte, il était ravi.

Linda Dan'e hamile olduğunu söylediğinde o çok heyecanlıydı.

Il fût un temps où nous étions jeunes, n'est-ce pas Linda?

Biz bir zamanlar gençtik, değil mi, Linda?

Dan a subi une terrible perte avec la mort de son épouse, Linda.

Dan karısı Linda'nın ölümüyle korkunç bir kayıp yaşadı.

Dan n'arrivait pas à croire que Linda puisse faire quelque chose d'aussi stupide.

Dan Linda'nın bu kadar aptalca bir şey yapabileceğine inanamadı.

Dan et Linda sont allés à la plage pour participer à une fête.

Dan ve Linda bir partiye katılmak için plaja gittiler.

Dan a présenté ses excuses à Linda pour s'être comporté de manière malhonnête.

Dan sahtekar olduğu için Linda'dan özür diledi.

Dan a eu une aventure avec une jeune fille du nom de Linda.

Dan Linda adında bir kızla birlikte yaşıyor.

Linda est revenue de l'université à cause de la maladie soudaine de son père.

Linda, babasının ani hastalığı yüzünden üniversiteden geri çağrıldı.

Dan décida d'écrire un long article afin d'y exposer les transactions illégales de Linda.

Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.

Dan savait très bien qu'il pouvait obtenir une fortune de la mort de Linda.

Dan Linda'nın ölümünden bir servet alabileceğinin iyi farkındaydı.

Après avoir écouté la voix de Dan au téléphone, Linda se mit à pleurer.

Linda telefonda Dan'in sesini dinledikten sonra ağlamaya başladı.

Linda a affirmé qu'elle était enceinte afin de forcer Dan à la demander en mariage.

Linda, Dan'ı evliliğe zorlamak için hamile olduğunu iddia etti.

Linda a seize ans mais n'a aucun mal à passer pour une fille de 20 ans.

Linda on altı yaşındaydı fakat yirmi olarak kabul edilmesi için sorun yoktu.

Le détective Dan Anderson a emmené avec lui Linda à la station pour un nouvel interrogatoire.

Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü.

Dan se trouvait dans son appartement lorsqu'il entendit Matt et Linda se disputer dans le couloir.

Dan, dairedeyken Matt ve Linda'nın koridorda tartıştıklarını duydu.

Dan s'est excusé auprès de sa fille, Linda, pour ne pas l'avoir laisser partir à la fête.

Dan partiye gitmesine izin vermediği için kızı Linda'dan özür diledi.